filistinden bihaber insan evladı

görünüşte yadırganacak bir şey ama, -üstte girilen tanımlara katılmak ile beraber- aslında olağan sayılabilecek bir durum.
nihayetinde herkesin bu konuya vakıf olmasını istesek de bekleyemeyiz.

aslında olayın bir de farklı bir yönü var. tam olarak kestiremezsem de '80 darbesine kadar bu meseleye solcuların dava olarak baktığı, bu uğurda filistin'e gidecek kadar çaba sarf ettiği göz önüne alınırsa, filistin'den bihaber olan gençlerimizin hak etmeseler de masum bir yanı var. çünkü darbeden sonraki 30 küsür senelik zaman zarfı içinde meseleye sahip çıkanlar; islami hassasiyeti fazla olan kesim davanın sahipleneni olarak kabul gördü, ve bu süreçte ( 28 şubat öncesi-sonrası ) islami hareket belli güçler tarafından lince maruz bırakıldı. yapılan anti propagandalar ile toplumda itici bir etki meydana getirdi. işte bu kısılma, savunulan dava ve düşüncelerin belli bir süre kendi içerisinde devam etmesine sebep oldu, bu yüzden meseleler toplumun diğer kesimlerine anlatılamadı. tüm bu olanlarda dolayı filistin,bosna vb. hususlar topluma sahipleneceği bir hale dönüş(e)medi. şimdilerde ancak geniş yankı bulmaya başladı.

umarım 'dert' kalbimize nakşolurda dertli arayacak hale geliriz.

filistin, ırak, bosna, afrika vs vs buradaki dramlardan haberi olmayan insanlar olabilir. bu iletişim çağında o nasıl olur deniledebilir. ama bu teknolojiyle bu çağda aile içinde yaşadığımız iletişim kopukluğundan yakınıyorsak insanların filistinden bir haber olmasını anlayabiliriz. biz filistinden, afrikadan vs den haberi olan insanlar bunun ne önemi var ki?, oradaki insanlar kendilerinden haberdar olduğumuzu bilmiyorlarsa, hissetmiyorsa, ne işine yarar ki?

var böyleleri de var..

'bu kadar da olur mu?' dedirten durumdur. bol bol sabir çektirirler. kimisi bizim gibileri fazla duygusallıkla falan suçlarlar. ömer karaoğlu milli gazetedeki bir yazısında bunlara benjamin diye seslenir. tarafımca günlük hayatta da kullanılan bir söylem olmuştur.

(bkz:okumadan sonra cappy meyve suyu dağıtmak)
(bkz:filistin mitinglerinde mc donaldsların filistin atkılı insanlarla dolu olması)
(bkz:avon katoloğu ile boykot listesinin bir anda dağıtılması)
(bkz:elinde lipton+algida ile 16 temmuz gençlik hareketine katılmak)

sormazlar mı adama

(bkz:arkadaşım derdin ne senin?)
(bkz:ne yapmaya çalışıyorsun?)
(bkz:kimi kandırıyorsun?)(*)

demezler mi adama

(bkz:yeter artık kendine gel!)
(bkz:derdinin gereğine göre hareket et!)

zulme karşı sessizliği sayesinde israil'e cesaret veren kişidir.
-ben napabilirim ki?
-dua et.boykot et.........

eğer evrimciler kendilerine ara geçiş formu arıyorlarsa bunlara baksınlar, insandan hayvana geçiş formu

meydanlarda hakların kardeşliliği diye naralar atıp iş müslümanlara gelince "çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı meselam amerika o şekil vurur israil şu şekil katleder ben bu şekil kayıtsız kalırım" repliğini vermesi beklenen muhtemel insan (!) evladı.

yaa bize ne filistinden, hak ettiler ki başlarına geldi tarzında dengesiz söylemlerle ortalarda salınanlara rastlamak da mümkün.

bize ne filistinden, biz kendi ülkemize bakarız zihniyetindeki insanlar...''müslüman müslümanın kardeşidir,ona zulmetmez; onu düşmana teslim etmez.kim bir müslüman kardeşinin ihtiyacını giderirse, allah da onun bir ihtiyacını giderir...(buhari,mezalim,3) hadisinden bihaber, kendi dünyasında yaşayan, bu nedenle insan olduğundan şüphe duyduğum yaratıklar

başörtünün ağladığı andır...
cevap gelsin ötelerden:
"müslümanlık nerde... bizden geçmiş insanlık bile...
alem aldatmaksa maksat, aldanan yok nafile...
kaç hakiki müslüman gördümse hep makberdedir,
müslümanlık... bilmem amma galiba göklerdedir !" (*)