kurt ve lamba – dertli sözlük
sezai karakoç'un 1 ocak 1971'de diriliş gazetesinde yayınlanan bir yazısı

''babamdan dinlemiştim:

“çocukluğumuzda oturduğumuz şehir zülküfül dağı’nda idi. evimizin bitişiğinde ufak bir ağılımız vardı. bir kış, baktık ki arada bir hayvan eksiliyor. bir, iki, üç. bunun üzerine babam, durumu anlamak için geceleri ağılda beklemeğe karar verdi. bir gece, bir elinde petrol lâmbası, öbür elinde de bir sopa, beklerken, ağılın giriş yerinden içeriye bir kurdun daldığını görür. meğer ağıla dadanan bir hırsız değil, bir kurtmuş. kurt içeri girince, hayvanlar panik içinde bir oraya bir buraya koşuşup duruyorlarmış. babam kurda sopayı yapıştırmaya başlar. biz bu sırada ahırda bir takım koşuşturmaların ve gürültülerin olduğunu duyunca oraya bakmaya gittik ve babamın kurtla karşı karşıya kaldığını görünce, evde de yardım edecek büyük yaşta erkek bulunmadığından kasabanın kahvesine yardım istemeğe koştuk. sonra kahvedekilerle birlikte dönünce babamın kurdu öldürdüğünü gördük. babam, kurtla çarpışmasını şöyle anlattı: kurt, benim elimde lâmbayı görünce, üstüme atılıp beni paralamaya girişmedi. o, bütün gücüyle lâmbayı söndürmeğe çalışıyordu. ben bir elimle lâmbayı onun üfürerek söndürmesinden kurtarmak için mümkün mertebe uzakta tutuyor, öte taraftan sopayla onu döğmeye çalışıyordum. kurtsa, tıpkı bir insan gibi, durmadan ağzını uzatarak lâmbayı söndürmeğe çalışıyordu. bütün dikkat ve gayretini ilkin lâmbayı söndürmeye yöneltmişti. fakat o bütün bu uğraşmalarına rağmen lâmbayı söndürmeyi başaramadan ben onu öldürebildim.”


babamın çocukluk anılarından biri olan ve babasıyla yani dedemle bir kurt arasında geçen bu vak’a, bende bugün, biz müslümanlarla müslümanların düşmanları arasındaki açık gizli savaş hakkında bir takım düşünceler ilham etti. kurt neden doğrudan doğruya sürünün üzerine değil de dedeme yönelmişti? bu açıktı. gerçi hedefi sürüydü. nitekim fırsat bulduğu her gece bir hayvanı alıp götürmeyi ihmal etmemişti. fakat bu kere karşısına sahipsiz bir sürü değil, sürünün sahibi çıkmıştı. o, yine her zamanki âdetiyle sürüye saldırsa arkadan dedem tarafından kolaylıkla öldürülebileceğini anlamıştı. dedeme yönelmesi kolaylıkla anlaşılıyor ama neden hemen dedemin üstüne atılmayıp da bütün dikkatini ve gücünü lâmbayı söndürmeğe çevirmişti? aslında işin burasında da kurdun müthiş bir hesabı vardır. kurt düşünüyor ki, lâmba dedemin elinde oldukça dedem olanca gücünü kullanabilecektir. i̇ki tarafın da kuvvetini tam kullanmasının sonucu ise kesin değildir. kurdun dedemi mutlaka yeneceğine dair elinde bir garantisi yoktur. fakat bir kere lâmbayı söndürmeyi başarırsa dedem etrafını, yanını, yöresini göremiyecek, karanlığa alışık gözlerinin üstünlüğüyle kurt hasmını kolaylıkla alt edecektir. bu yüzden tıpkı bir insan gibi lâmbayı üfürmeye vermiştir kendini. yalnız bu hesabının doğruluğuna ve tamlığına rağmen kaderinin kendisine tayin ettiği sonucu değiştirememiştir.