savasci – dertli sözlük
sözlüğümüzün yazangillerinden. allah daim etsin.

ama onun yazılarını okurken biraz zorlanıyorum. sanki sıkışık yazılmış notlar gibi. paragrafları ayırsa, ayırınca da araya bir boş satır bıraksa yazıları daha estetik görünecek. birde sözlüğün bkz, gbkz gibi butonlarını daha çok kullansa..

aslında bu şekilde yazdığı içerikler var. belki de yoğun biridir ve tanımlarını çoğu zaman hızlıca yazıp kaçıyordur. bundan sebep estetiğe pek dikkat edemiyordur.

klavyesine kuvvet
“bu ismin altında etten daha fazlası var. bu ismin altında altında bir fikir var bay creedy. ve fikirlere kurşun işlemez.” :)
bu ismin altında merhum doğan cüceloğlu’nun kaleme aldığı “savaşçı” kitabı yatıyor. okuduğum bir kitabı tekrardan okumayı sevmeyen birisi olarak bu kitabı elimde 2-3 kez çevirmişimdir. hayatlarında yön ve yöntemini şaşırmış kişiler için ilham kaynağı olabilir.
bu kitaptan almış olduğum bir takım notlar var. meraklısına bir kısmını paylaşmak isterim. (esasen hepsini paylaşmak istemiştim ancak karakter sayısı buna izin vermiyor.)

*kişinin huzursuzluğu, mutsuzluğu, sıkıntısı ve depresyonu onu önemli bir randevuya uyandırmaya çalışan dostları gibidir. çünkü bu uyarıcıların altında bir davet var. kendi özüne dön! kendi değerlerin için yaşamını inşa et! diyorlar. ancak bu sese kulak verenler savaşçı olabilir.
*savaşçı cesur kişidir. kendi içindeki savaşı bitirmesi için kendisiyle cesurca yüzleşmesi gerekir.
*savaşçı kim olduğunu görmekten korkmamalı. kişi kendi potansiyeline inanmalı, kendisinden korkmadan kendini gerçekleştirme yoluna baş koymalı.
*savaşçı her olaydan ders alınacak ortamı oluşturabilen kişidir.
*savaşçı her saniye neyi niçin yaptığının farkındadır.
*savaşçının yaşamdaki güç kaynağı korkudan gelmez. savaşçı kendini bazı temel değerler üzerine kurduğu bir geleceğe adamıştır.
*niyetinin saflığı içinde verdiği kararlar savaşçının en önemli güç kaynağıdır.
*bir savaşçı her bir eylemi dikkatle inceler. çünkü o eylem onun bu dünyadaki son eylemi olabilir.
*savaşçı ben’in sınırlarını tanımlarken hem ait olmayı hem de birey olmayı dengeler. böylece hem sosyal yaşamı dışlamaz hem de kendi özünden gelenlere yabancılaşmaz.
*savaşçı ait olmaya önem verir ve ama ait olma tarafından kullanılmaya izin vermez.
*savaşçı anda yaşar ve her anın değerini tam olarak verir.
*bilge savaşçının kendisine verdiği önemi tamamen yok olunca en yüksek farkındalık düzeyine ulaşır. kendilerini savunacak hiçbir şeyleri kalmayınca her şey olurlar.
hakkında kısmında koptuğum taze yazar (*)

değiştirir filan tarihe geçsin:

''şiddetli muharebelerin yılmaz eri, göz kamaştırıcı galibiyetlerin kumandanı, arthur ve aragorn gibi nice savaşçılara kılıç tutmasını öğreten, sun tzu'nun ustası, arabaşının hastası, karaman prensi''

(*)

yakında arabaşı tarifi isteyebiliriz kendisinden