sözlük yazarlarının karaladıkları birkaç satır – dertli sözlük
ellerim klavye tuşlarına basmak istemiyor albayım… silahlarımı kuşanıp düşman üstüne cenk etmekten yoruldum. ben bir paralı askerim, yeterince para alamayan ama muharebe meydanında en müthiş performansını gösteren bir emektar savaşçı ve çileliyim. klavyemdeki tuşlar benim silahım albayım. fakat ben para karşılığı değil, sade bir nefer olarak savaşmayı isteyebileceğim bir meydanda en ön safta bulunmayı isterdim. i̇stemediğim cephelerde savaşmaktan bunaldım.

bu yüzdendir ki albayım, bu paralı asker efendisine ihanet etme hayalleri kuruyor, gözleri gökyüzünde. bilmiyor mu ki efendiler gökyüzüne bakan kölelerinin kellelerini gövdesinden ayırmak isterler. bilmiyor mu ki böyle bir vedanın şerefli olmayacağını ve arkasından kimsenin yas tutmayacağını? diyelim ki şerefiyle öldü, neyi elde etti?

sadece bir harf daha sonra bir kelime ve bir cümle sonra bir paragraf ve karanlıklar altında ihtişamlı bir kapanış, acı bir son. frenleri patlamış bir trenin uçurum kenarında rayından çıkması ve trendeki genç aşıkların birbirlerine attığı korku dolu bakışlar... peki, aşkı hiç tatmamış diğer çocuğun ölümü daha büyük bir felaket değil miydi? niçin ona hiç kimse acımadı? niçin kimse onun için üzülmedi?

kabul ediyorum, akıl sağlığım yerinde olmayabilir.
i̇nançsız bir rüzgar esmekte
yüreklerde
bir cezanın sürgünündeymiş gibi
gergin bir ip ile çekilmekteyiz
hakikatsiz ellere
hangi amaç ile sınandığımızın unutulduğu
bugünlerde
bilmem daha kaç gün geçecek
nefsimizin elinde kukla gibi
habersizce

gönülden, dertten, havadan, sudan, topraktan.. bir acıyı gömeriz toprağa fakat satırlar filizlenir yüreğimize, varsa birkaç karalanmış satırlarınız, zevkle okunur. :)