len terânî – dertli sözlük
kur’an’da (a’raf suresi, 143. ayet), hazreti mûsâ’nın allah’ı görmeyi talep ederek, “rabbim, bana kendini göster, seni göreyim” dediği fakat “sen beni göremezsin (len terânî), fakat şu dağa bak, eğer yerinde durabilirse beni görürsün” cevabını aldığı, tecellî neticesinde dağ paramparça olunca hazreti mûsâ’nın bayılıp düştüğü, kendine gelince, “sen sübhansın, tövbe ediyorum, ben müminlerin ilkiyim” dediği bildirilmektedir.

bu konuda itikadi tartışmalar yapılmış, bir kısım mezhepler allah’ın hiç bir şekilde görülemeyeceğini, bir kısmı ahirette, bir kısmı cennette görüleceğini, bir kısmı da dünyadayken kemalat ile, gönül gözüyle görüleceğini söylemişlerdir. ehl-i sünnet, rü’yetullahı cennetliklerin zirve mükafatı olarak kabul eder.

“eylemişken len terânî bang-i mûsâ’yı hamûş
dil yine eyler temennî rü’yet-i dîdârını” (i̇rfan paşa)
(susturmuşken “beni asla göremezsin” musa’nın sesini, gönül yine cemalini görmeyi diler)

çocukluğumdan cami hocalarının anlattığı bir kademelendirme var hatırımda: her an görecek olanlar, her cuma, her bayram, her yıl,….cennete girdiğinde bir, sonra hiç… çocuk kalbimle “o zaman cennet ödül olmaz artık” demişliğim var. sonraları mevlitlerde dinlediğim, cennette melul mahzun gezinen burak tasvirlerinde bu sonuncuları görüşüm hep…