denizi olmayan şehirde yaşamak – dertli sözlük
i̇lk defa bir denizi 16 yaşımdayken gördüm. beni en çok etkileyen şey, deniz ile gökyüzünün ufukta birleşmesiydi. sanki sonsuzluğu anımsatıyordu. sonsuzluk ve bilinmezliğin içine daldığını hissedebildiğin o an farklı bir duygu yaşıyorsunuz ama bu duygunun adı huzur mu bilemiyorum.

halen daha etrafı dağlarla çevrili kurak bir şehirde yaşıyorum. karanlık bir gökyüzü altında hiç bilmediğim sokaklarda yapayalnız yürüyüş yaptığımda, o sokaklarda ilk defa gördüğüm insanlar ile ilk defa gördüğüm binaların içerisinde nasıl hayatların yaşandığı düşüncesine daldığımda, turuncu sokak lambasının kaldırımdaki alelade bir ağaca çarpması sonucu ışığın kırılıp etrafa saçılmasını seyrettiğimde, kocaman bir bilinmez olan bu mekanda bir o kadar bilinmez geleceğim hakkında derin bir düşünceye daldığımda denizi ilk defa gördüğümde yaşadığım o hissi hatta daha da fazlasını hissedebiliyorum. ama bunun adı huzur mu bilmiyorum.

i̇lerleyen zamanlarda ise bundan daha da fazlasını hissetmeme neden olan şey gönlü deniz gibi engin olan yani gönlünü dergah haline getirebilen bir insanla veya insanlarla aynı mecliste bulunmak ve onlara eşlik etmek. eğer böyle insanlarla tanışacak nasibiniz varsa, denizden bile daha çok özleyeceğiniz kişilerle tanışabilirsiniz.

ek: gece geç saatte bilmediğiniz sokağa girecek olursanız dikkatli olunuz. çünkü havlayarak size koşan bir köpekle karşılaştığınızda hissettiğiniz tek şey korku oluyor 😀

ek 2: bilmediğim ıssız bir sokağa dalmakta çok cesurumdur. belki de bu cesaret pek hayra alamet değildir. çünkü karşınıza her an pis adamlar da çıkabilir.