the bear – dertli sözlük
dünyanın en iyi restoranında çalışan carmen isimli ödüllü bir şefin erkek kardeşinin vasiyetinde sandviç dükkanını kendisine bırakmasıyla memlekete dönüşünü ve alıştığı çalışma tarzından oldukça uzak bir ekiple mali sıkıntılar içinde hayatının yeni dönemini anlatan 8 bölümlük bir dizi.

30 dakikalık kısa bölümleri, yüksek temposu ve bölümler ilerledikçe içine çeken hikayesi diziyi izlenir kılıyor. özellikle tek plan çekilen 7. bölümü muhteşem.

dizide yapılan i̇talyan sandviçlerine dizi sonrası talep artmış ve sandviç satışları oranında artış göstermiş. dizide sandviç hazırlanışı carmen tarafından bir sanat eseri icra ediyormuş gibi incelik ve titizlikle gösteriliyor. kendisinin yemeklere olan bakış açısı da tam olarak bu şekilde. fakat etin pişiriliş aşaması olsun sosu olsun bana pek çekici gelmedi. (*)

dizide hoşuma giden bir husus carmen'in dünyaca ünlü mutfaklarda gördüğü tarzı serbest stil giden kardeşinin restoranında uygulamaya çalışması. mutfak içersinde yer alan herkes birbirine kıdem, tecrübe, görev farketmeksizin şef diye hitap ediyor. mutfakla ilgisi olmayan kasada duran bir kişiye bile mutfağa girdiği andan itibaren eğer muhatap olacaklarsa şef diye sesleniyorlar. bu saygı ve disiplini sağlıyor carmen'e göre.

dizinin son bölümünü izlerken bir anda telif yedi uyarısı çıktı ve son 10 dakikayı izleyemedim. ikinci sezon onayını almış umarım bu sorun ortadan kalkar.

telif yemeden önce carmen klasik aile spagettisi tarifini bulmuştu ve sosunda 10 sarımsak vardı. 10 tane! belkide bu şaşkınlığım yüzünden dizi gitti. (*)