malum, son günlerde bizim memleketimizde de bir voleybol curcunası aldı başını gidiyor. medyada bu temsillerin yeniden üretilip sürekli gözümüze sokulması banal milliyetçiliğin bariz örneklerinden birisi. 80 metrekare evde oturup asgari ücretle geçim mücadelesi veren sıradan bir türk vatandaşı uluslararası bir voleybol müsabakasında alınan başarı sonucu milli bilincini tazeleyip bu millete aidiyetinden dolayı gururlanabiliyor. daha da önemlisi, milli bilincin voleybol vasıtasıyla bu denli sıradanlaşıp yaygınlaşması insanların dini kimliklerini arka plana atmalarına da zemin hazırlıyor, ben bunu oldukça tehlikeli buluyorum. misal, etrafımdaki dindar insanlar, buna namaz kılan erkekler ve tesettürlü hanımlar da dahil, voleybol takımını sosyal medyada paylaşmak için neredeyse sıraya giriyorlar. halbuki bu insanlar, voleybol takımının "nadide" oyuncuları evlerine misafir olarak gelse yüz bin tevbe çekip evlerine almaktan imtina eder, kocalarının yüz metre yanına bile yaklaşmasına izin vermez, kızı bu şekilde giyinmek istese kıyametleri koparır, vesaire. ama bunlar medya eliyle sıradanlaşıp bir rutin haline geldiğinden bu başarılarla övünmek de bir anda türk olmanın önemli bir parçası haline geliyor. buna karşı çıkanlar da kolaylıkla türklük kimliğinden dışlanabiliyor. bu tarz olayların müslüman kimliğimizi aşındırmasına izin vermememiz lazım.