yaser arafat'ın en büyük aptallıklarından birisi. arafat, birinci intifida'dan sonraki muazzam uluslararası kamuoyu desteğini körfez savaşı'nda saddam'ın kuyruğuna yapışarak tersine çevirmeyi becermiş, sonra da oslo anlaşmasıyla israil'in neredeyse bütün isteklerinin altına imza atmıştır (anlaşmayı fkö adına imzalayan mahmud abbas). karşılığında alınan tek şey de israil'in fkö'yü filistin halkının temsilcisi olarak tanıması. bu kadar, ne eksik, ne fazla. sonra da zaten klasik yahudi dalavereleriyle devlet olarak tanıma, kudüs'ün statüsü, yerleşimcilerin durumu konularında tek bir adım dahi atılamamıştır.
edward said'in anlaşmadan sonra kaleme aldığı ve anlaşmayı eleştirdiği "the morning after" yazısındaki bütün tahminleri doğru çıktı;
https://www.lrb.co.uk/the-paper/v15/n20/edward-said/the-morning-after
said'e göre bu anlaşma “1948’de i̇srail’in kurulmasından sonra siyonizm tarihinin ikinci büyük zaferi” ve filistin'in versay'ı idi. ama kamuoyunda yüzyılın anlaşması olarak parlatıldı ve imzacılarına nobel barış ödülü verildi. anlaşmanın tek olumlu yanı yahudilerle el sıkılmayacağının acı bir şekilde anlaşılmış olmasından ibaret.
edward said'in anlaşmadan sonra kaleme aldığı ve anlaşmayı eleştirdiği "the morning after" yazısındaki bütün tahminleri doğru çıktı;
https://www.lrb.co.uk/the-paper/v15/n20/edward-said/the-morning-after
said'e göre bu anlaşma “1948’de i̇srail’in kurulmasından sonra siyonizm tarihinin ikinci büyük zaferi” ve filistin'in versay'ı idi. ama kamuoyunda yüzyılın anlaşması olarak parlatıldı ve imzacılarına nobel barış ödülü verildi. anlaşmanın tek olumlu yanı yahudilerle el sıkılmayacağının acı bir şekilde anlaşılmış olmasından ibaret.