... i̇slam dünyası, böyle iyi bir yolda gelişirken, yalnız mısır'da nasır'dır ki, çıkmazlardan çıkmazlara saplanmakta, gün geçtikçe, ekonomik ve sosyal başarısızlığı arttıkça çığırından çıkmakta, i̇slam'a karşı düşman tutumunu gittikçe kabartmaktadır. nasır'ın asıl dramı, i̇slam dünyasında doğan kendine dönüş akımının gereği kadar değerlendirememesindendir. yeni gelişmeler, i̇slam ve arap dünyasını hızla i̇slam görüşüne doğru çekmektedir. bu görüş, hemen, nasır'ın sarıldığı ırk temeline dayalı arap birliği tezini eskitmiş ve aşmıştır. nasır'a düşen, yeni duruma göre görüşlerinde bir revizyon yapıp ayarlamakken, kepaze olmuş her devlet adamı gibi, geçmişteki başarılarının tatlı hatırası ve gündüz rüyasından kendini bir türlü sıyıramamasından olacak, ülkesindeki müslüman liderleri asmakta ve i̇slam birliği tezine moskova ağzı ve üslubuyla saldırmaktadır. hatta seyyid kutub'u faysal türkiye'yi ziyaret ederken asmakla, i̇slam birliği yolundaki bu çok önemli yakınlaşmaya diplomatik tepkinin en sert ve en uygunsuzunu göstermiş oluyordu...
...artık, i̇slam dünyasında, devrim ve devrimciler, terör ve totalitaryanizm, dikta dönemleri geçmiş, bir kültürün ve medeniyetin kendini yeniden kurma dönemi başlamıştır. her müslüman insanın hayatını kendi hayatına tercih edecek olan üstün ve erdem dolu liderler geliyor.
bu yolda az şehit verilmedi. zenci müslüman lider malcolm x, ebubekir tavafa, ahmedu bello, seyyid kutub ve daha niceleri. malcolm x'i şehit edenler, öbür lider hristiyan martin luther king'i nobel armağanıyla taçlandırıyorlardı. i̇şte, batı'nın i̇slam'a takındığı tavrın en keskin örneği, işte nasır ve benzerleri de bu paralele girmişlerdir. bu terör yüzünden az şehit vermiyoruz. ama, her şehit verildikçe ülkümüz, bir adım daha ilerliyor. şehit verildikçe ilerliyor. şehit kanı, dul anaların ve öksüz çocukların gözyaşları toprağın derinliklerine işliyor. toprak kabarıyor.
...artık, i̇slam dünyasında, devrim ve devrimciler, terör ve totalitaryanizm, dikta dönemleri geçmiş, bir kültürün ve medeniyetin kendini yeniden kurma dönemi başlamıştır. her müslüman insanın hayatını kendi hayatına tercih edecek olan üstün ve erdem dolu liderler geliyor.
bu yolda az şehit verilmedi. zenci müslüman lider malcolm x, ebubekir tavafa, ahmedu bello, seyyid kutub ve daha niceleri. malcolm x'i şehit edenler, öbür lider hristiyan martin luther king'i nobel armağanıyla taçlandırıyorlardı. i̇şte, batı'nın i̇slam'a takındığı tavrın en keskin örneği, işte nasır ve benzerleri de bu paralele girmişlerdir. bu terör yüzünden az şehit vermiyoruz. ama, her şehit verildikçe ülkümüz, bir adım daha ilerliyor. şehit verildikçe ilerliyor. şehit kanı, dul anaların ve öksüz çocukların gözyaşları toprağın derinliklerine işliyor. toprak kabarıyor.