ulusal sokak hayvanları sorunu – dertli sözlük
zorunlu ihtiyaç haricinde evde kedi ve ya köpek besleyen kişilerin genelinin kapitalizmin uşağı olma yolunda emin adımlarla yürüdüklerini düşünüyorum. aşılarıydı, bakımıydı, oyuncağı, giysisi, maması şunu bunu saymakla bitmiyor... öyle bir seviyeye ulaştı ki bu durum, evine doğru düzgün et alamayan biri bile kuzu etli mama alıp köpeğine ya da sokak köpeklerine veriyor. bu durum aslında hepimize normalmiş gibi görününen saçma sapan bir şekilde başladı. yaptığı yemeği sağlıksal nedenlerden değil tamamen keyfi olarak yemeyen bir insan sınıfı türedi. bu insanlar bu israf etme durumuna kendilerince bir çözüm buldular. çözüm, sokak hayvanları. hem tamamen keyfi olarak kendilerince meşru bir şekilde israflarına kılıf buluyorlardı hem de bu israfın vicdani tarafından kendilerince giderek daha ulvi bir şey olarak görecekleri sokak hayvanları mama işini organize etmiş oluyorlardı. sokaklarımız bu şımarık insanların yemek artıkları ile dolarken hiçbirimiz ses etmedik. hatta o hayvanların hakkını bile korumadık. o hayvanlar sokakta olmamalı, sokakta ürememeli, sokakta yaşamamalıydı. ama birkaç kendini bilmezin hayvanlara ettiği işkence ulusal haberlere düştü. herkes haklı olarak bir kanun çıkarılması konusunda birleşti ancak çıkan kanun hayvanları dokunulmaz hale getirdi. mamalar ve kanunlar hepimize kolay geldi. i̇şler halolmuş gibiydi. herkes evimin önüne bir kap mama bir kap su koysundu. hatırlayın...yıllar ilerledikçe artık ürünler çeşitlendi genişledi. önce marketlerin israf ettiği ürünler toplanıp özel mama yapıldı. hatta bunu yapanlar özel kamu birçok tv kanalında taltif edildi. daha sonra burada pazar olduğunu gören birileri mama işini pompaladı. artık kaldırımlarımızın çoğu köpek kedi maması ve bu hayvanların dışkıları ile dolu. yıllardır genç, çocuk, yaşlı demeden kaç can gitti... ve bu durumun önü alınamıyor. devletin en tepesindeki isim bitirin şunu demesine rağmen hâlâ devam ediyor. yetmiyor kamu kaynakları bu hayvanatlar için oluşturulmakta olan barınaklara akıyor. aile kurumu yerle yeksan edilirken köpek ve kedi garip bir şekilde arkadaş, dost ve hatta hastalık seviyesinde evlat muamelesi görüyor. ne yazık ki bunun seküleri muhafazakarı da kalmadı. ortak ahlaki ve insani zeminde tartışılamıyor bile konu.
genel olarak kendi nefsi arzularını tatmin etmek için (sevgi, ilgi alma verme vb.) bir pazar oluşturmak amacıyla evcilleştirilmiş bu hayvanatlara talebi canlı tutarak bu çarkın dönmesine katkıda bulunuyorlar. normalde alımı satımı kanunen yasak olmasına rağmen sözüm ona ücreti mukabilinde sahipleniyorlar. bazen canları istemiyor sokağa salıveriyorlar. ya da sadece sokaklarda besliyorlar. tabi bunu iş olarak yapıp milletin vicdanına oynayıp para basanlarda var. artık iş sadece köpek kedi ile de kalmadı turistik birkaç yerde sokağa inen yaban hayvanlarına da aynı muameleyi yapmaya başladılar. ve bu yaptıklarının iyilik olduğu düşüyorlar. halbuki hem hayvanların hem insanların hakkına giriyorlar. neyse. şöyle bir zihnimi yokladığımda süreç böyle oldu. belki bilerek ya da bilmeyerek bu noktaya geldik ve ne yazık ki hâlâ tünelin sonunda bir ışık görünmüyor.