vefa – dertli sözlük
şimdilerde sözlüğe girip bir tanım yazmaktır. varız, sözümüz ve sözcüğümüz var demektir..
on yıllardan beridir binlerce yüksek öğrenim gencinin yetişmesine vesile olmuş ilim yayma öğrenci yurdu'nun bulunduğu semt. kalmasak da çok çayını içmişliğimiz vardır.
mehmet akif, çok sevdiği, saydığı, safahat'ında kendisinden bahsettiği, kişiliğini idealize ettiği bosnalı ali åževki hoca ile bir gün, vefa bozacısı'nda buluşmak üzere randevulaşmış. mehmet akif randevusuna her zaman olduğu gibi tam vaktinde gelmiş. ali åževki hoca ise bir hayli rötar yapmış. akif, "üstadım hayırdır, niçin geciktiniz? randevunuza geç kalmak sizin mutadınız (ã¢detiniz) değildir." diyerek bir açıklama istemiş.

ali åževki hoca, küçük pazar'dan(vurgula: vefa'ya )çıkan yokuşu kastederek, "azizim, şu (vurgula: vefa'ya) çıkan dik yokuş yok mu, onu çıkana kadar kaç sefer dinlenmek zorunda kaldım. yaş ilerledi, artık bizden iş geçti" diye özür beyan etmiş.

akif en güzel esprilerinden birini hoca'nın bu açıklaması üzerine yapmış:

- üstadım, sizin hiç haberiniz yok mu? yeni nesil bahsettiğiniz o yokuşu dümdüz etti!