erdem bayazıt – dertli sözlük
bugün bi arkadaşı beklemek için iki saat kadar sürem vardı, karşıma bi kütüphane çıktı girdim, ordada karşıma erdem beyazıt kitabı çıktı, ilk defa okuyacaktım.2 saat geçirmek için girdiğim kütüphanede açtığım kitabının girişinde yıllar öncesinden benim için şöyle bir not bırakmış şair.

okuyucuma!
şiir diye bir ömür tüketerek yazdıklarım iki saatte okunuyor, bundan ucuz ne olabilir, havadan başka?
en sevdiğim şiiri (bkz:yok gibi yaşamak)

boğuk bir bakışın oluyor senin
bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim
yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi kalabalıktan
durma bana türkü söyle anadolu olsun
susuz dudak gibi çatlak olsun
karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün
durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana karanlık bakma
ağıyorum bir karanlık karayel saçlarına
çekme ülkemden nar yangını gözlerini
beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni
arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini
susmam seni ürkütmesin içimde çağlar var bilmelisin
katı bir yalnızlık bu bilmelisin
kaçmam kendimi bulmam ben senden yoksunum iyi bilmelisin.
şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın
niye her şey bir anda kayıyor sen kayıyorsun
kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun
bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum
niye bunları bir anda unutamıyorum
hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım.
7 güzel adam içerisinde en beğendiğim zat. şiirlerinde sanki hiçbir beğendirme gayreti yoktur. derdini en duru ifadelerle hissettiren şairimiz. şiirlerini mutlaka okuyun derim. hiç yoksa aşk risalesini...