el adl i̇sm-i şerifi'nin tecellisiyle, tüm mahlukat içinde husüle gelen "denge". bu dengede herkes "kefesindeki tercihi" kadar ağır basar.
hukuk kurallarının işletilmesi ile tecelli etmesi beklenen
eşitlikle karışıtılmaması gereken kavramdır misal kaza sonucu bir insanın ölümüne sebep olan bir insanla maktulünü onlarca bıçak darbesiyle öldürmüş olan bir katile aynı cezayı vermek eşitliktir lakin adilane bir tutum değildir.
geçmişte hz. ömer'in yaptıkları, şimdi ise adalet yalnızca kirli atlet.
adalet timsali olan sahabeyi akıllara getirir: hz. ömer -allahondanrazıolsun-
neticede aslolan adalet,mahkeme-i kübra'ya bırakılıyor.
davranışların doğruluğu kişiden kişiye değişir bu yüzden toplumsal değil,kişisel muamele gerektir.bu da dünyevî hiç bir yönetimle mümkün değildir.
( #384660 ) davranışların doğruluğu kişiden kişiye değişse de, her insana verilmiş bir sabık malumat vardır ve insan adaleti tesis etmekle emrolunmuştur. (nisa 135) (maide 8,42) vb.
velhasılıkelam; bizi kişilerin doğruları bağlamaz adalet anlayışımızda, kuran bağlar ve o vahyin süzgecinden geçmiş bir adaletin tesis olunacağını söyler.
velhasılıkelam; bizi kişilerin doğruları bağlamaz adalet anlayışımızda, kuran bağlar ve o vahyin süzgecinden geçmiş bir adaletin tesis olunacağını söyler.
bir beşerin oldukça zor gerçekleşeceği bir iş.tabi sonuna kadar çabalamak lazım her an gerçekleştirecekmiş gibi.