eski kuşak daha ilkel şartlarda, daha az tüketerek, daha uzun yaşıyorlardı. yeni jenerasyon, malum 'kapitalist' sistemin gözü doymaz obezleri daha çok sömürerek, kralllara parmak ısırtacak lüks şatlar içinde ama daha kısa bir ömür sürüyor. burdan şöyle bir sonuç çıkartabiliriz: totalde şu dünya nimetlerinden aynı oranda nemalanıyorsun. evet, bu da bir çeşit adalet olmalı:)
(bkz:hz. ömer ibn-i hattab)
'adl' kökünden gelir. adil olma, doğru olma, zulmetmeme, eşit davranma anlamlarına gelir.
olduğu yerde faize yer olmayan şeydir. risale-i nur külliyatı'nda da aşağıdaki gibi hoş bir açıklama yapılmış. epeydir vaazlarda, hutbelerde, sohbetlerde faiz için "yasaktır; hakkın yoktur, dönmeli." sözünü duymamıştık. düşük faizli kredi seçenekleriyle ilgili kampanyaların çokluğu ve halkımızın rağbeti de 'acaba' dedirtmişti.
--- iktibas ---
--- beşer hayatını isterse envâ-ı ribâyı öldürmeli ---
tabaka-i havastan tabaka-i avâma sıla-i rahm kopmuştur. aşağıdan fırlıyor
sadâ-yı ihtilâli, vâveylâ-yı intikamı, kin ve haset enîni. yukarıdan iniyor
zulüm ve tahkir ateşi, tekebbürün sıkleti, tahakküm saikası. aşağıdan çıkmalı
tahabbüb ve itaat, hürmet ve hem imtisal. fakat merhamet ve ihsan yukarıdan inmeli,
hem şefkat ve terbiye. beşer bunu isterse sarılmalı zekâta, ribâyı tard etmeli.
kur'ân'ın adaleti bâb-ı âlemde durup ribâya der "yasaktır; hakkın yoktur, dönmeli."
dinlemedi bu emri, beşer yedi bir sille. müthişini yemeden bu emri dinlemeli.
--- iktibas ---
--- iktibas ---
--- beşer hayatını isterse envâ-ı ribâyı öldürmeli ---
tabaka-i havastan tabaka-i avâma sıla-i rahm kopmuştur. aşağıdan fırlıyor
sadâ-yı ihtilâli, vâveylâ-yı intikamı, kin ve haset enîni. yukarıdan iniyor
zulüm ve tahkir ateşi, tekebbürün sıkleti, tahakküm saikası. aşağıdan çıkmalı
tahabbüb ve itaat, hürmet ve hem imtisal. fakat merhamet ve ihsan yukarıdan inmeli,
hem şefkat ve terbiye. beşer bunu isterse sarılmalı zekâta, ribâyı tard etmeli.
kur'ân'ın adaleti bâb-ı âlemde durup ribâya der "yasaktır; hakkın yoktur, dönmeli."
dinlemedi bu emri, beşer yedi bir sille. müthişini yemeden bu emri dinlemeli.
--- iktibas ---
hiç düşmanın yok mu?
bu nasıl mümkün oldu?
her halde ya gerçeği hiç söylemedin,
ya da adaleti hiç sevmedin!
santiago rámon y cajal
bu nasıl mümkün oldu?
her halde ya gerçeği hiç söylemedin,
ya da adaleti hiç sevmedin!
santiago rámon y cajal
"eşitlik"le karşılaştırılan bir kavramdır.
bazen eşitlik de adalet olabilir; ama her eşitlik adalet değildir.
adalet; mesele kendine dokunduğunda aranılan şey değildir.
adalet, kim olduğuna bakılmaksızın, herhangi bir ayrım yapmadan hak edilenin verilmesi istenildiğinde ve tecelli ettiğinde adalettir.
adalet, kim olduğuna bakılmaksızın, herhangi bir ayrım yapmadan hak edilenin verilmesi istenildiğinde ve tecelli ettiğinde adalettir.
(bkz:[entry]421684[/entry])
(bkz:hani nerde)