adnan menderes

necip fazıl ın şiirinde anlattığı harika bir insandır.
bir idamlık ali vardı,asıldı
kaydını düştüler,mühür basıldı
geçti gitti, bir kaç günlük fasıldı
ondan kalan boynu bükük ve sefil
bahçeye diktiği üç beş karanfil.

hakkında yazılanalrdan edinilen izlenime göre,demokratlık adına yola çıkmış lakin iktidarının ilerleyen yılarında bir demokrata yakışmayacak icraatlerde bulunmuş,eleştiriye pek açık olmayan bu olumsuzlukların yanısıra ülkeye getirdiği yeniliklerin yaptığı faydaların inkar edilmesi de nankörlük olacak olan rahmetli.

örtülü ödenek bütçesinden üstad necip fazılın büyük doğu dergisine, cezayirli mücahidlere, yurtdısında yasayan osmanlı hanedanına yardımlar gönderdigi bizzat yardımları alanlar taarfından dile getiriliyor. allah ondan razı olsun.

adnan menderes'in sabetayist bir gizli yahudi olduğu iddialarının, oğlu aydın menderes'e, akşam gazetesi köşe yazarı gürkan hacır tarafından sorulduğunu...aydın menderes'in, "bu iddiaların kaleme alındığı kitapta yazılanlar doğru, kitap basılmadan önce bana da sorulsa idi daha fazlasını anlatırdım." dediğini...kısa bir müddet sonra aydın menderes'in ansızın fenalaşarak hastahaneye kaldırıldığını...hanımının, "çok zaman kaybedildi... yanlış teşhis konuldu ve çok zaman kaybedildi. öyle olmasaydı kurtarılabilirdi." dediğini...adnan menderes'in kabinelerinin kripto yahudi, sabetayist ve kripto ermeni dolu olduğunu...atatürk'ü koruma kanunu diye anılan 5816 sayılı kanun maddesini menderes'in çıkardığını...menderes'in, devrinin gerçek islam alimleri tarafından sevilmediğini ve hiçbir zaman tasvip edilmediğini...menderes'in kamal adıtürk ile neredeyse bacanak olacakken, son anda işin ters gittiğini...menderes'in 1934'te çıkan soy adı kanunu gereği soy adı seçerken "ertekin" soy adını aldığını, en yakın arkadaşı ethem'in menderes soy adı almasından sonra, adnan'ın da tekrar müracaat ederek menderes soy adı aldığını...ethem menderes ile adnan menderes'in yakın aile bireyleri gibi duran ilişkileri hakkında çok ağır iddiaların bulunduğunu...menderes'in aynı anda onlarca sevgili ve metresi bulunduğunu...evli kadınların evlerine, kocaları evlerinde iken, başbakanlık eskortları ile ve güpegündüz gittiğini, bu kadınlardan birinin daha sonra basına "adnan bey gelince kocam evden giderdi" dediğini...menderes'in ipe gitmeden kısa süre önce kurtarmaya çalıştığı paralarının bir kapıcıya nasip olduğunu ve o kapıcının bir anda büyük bir holding patronuna dönüştüğünü...menderes'in başbakanlık baş müşteşarı ahmet salih korur'un, o tarih itibari ile türkiye masonlarının maşrık-ı azamı olduğunu, imkansız bir şekilde yassıada mahkemelerinden ceza almadan kurtulup elini kolunu sallayarak maşrık-ı azamlığa geri döndüğünü...menderes'in sabetayistlerin iç çatışması sonucu ve abd'li masonlara itaati terk etmesi sonucu ipe sürüklendiğini...biliyor muydunuz?