inanç – dertli sözlük
i̇nanmışsak üstünsünüz diyordu ama hiç üstün olamıyordu. neden üstün olamadığınıysa hiç mi hiç sorgulamıyordu.
kaybettiği her savaşta sorumluluğu bir başkasına atıyor; en ufak bir galibiyetiyse nefsinden biliyordu.

i̇nancı öyle bir sahiplenme şekli vardı ki onu görenler "ben bu insanın inandığına inanmam" diye aksülamel gösteriyordu. söylediği her şey doğruydu ama kimseyi ikna edemiyordu. kaybettiği her savaşta suçu karşısındakine yüklüyordu.

dimağlar sadece inanmayanların değil inanların da işgali altında. sahi inanmak neydi? i̇nancın ne olduğu hakkında büyük bir kargaşa yaşanıyor. bir kavram kargaşası...

i̇nanmak bilmekten mi ibaretti yoksa oralarda bir yerde yaşamak da olacak mıydı? elbette olacaktı dediğini duyuyor gibiyim. peki öyleyse yaşamayan kişi inandığını ne kadar iddia edebilir? ya da bu iddiasında samimi midir?