tabut adlı şiiri harika bir tefekkür ü mevt yolculuğuna çıkarır..
necip fazıl kısakürek'in , şeyhi abdülhakim arvasi hazretleri ile arasında geçenlere değindiği "o ve ben " isimli kitabı bulunmaktadır.
tefekkür ü mevt i şiirleriyle en güzel yaşatan şair..
(bkz:üstad)
"tel tel ve iple iplik dikseler ağzımı
tek ses duyarlar, allah.. yoklayanlar nabzımı"
"ruhumu eritipte kalıpta dondurmuşlar
onu 'istanbul' diye toprağa kondurmuşlar"
"neye yaklaşsam sonu uzaklık ve kırgınlık
anla ki yok allah2tan başkasıyla yakınlık"
tek ses duyarlar, allah.. yoklayanlar nabzımı"
"ruhumu eritipte kalıpta dondurmuşlar
onu 'istanbul' diye toprağa kondurmuşlar"
"neye yaklaşsam sonu uzaklık ve kırgınlık
anla ki yok allah2tan başkasıyla yakınlık"
şeyhi seyyid abdulhakim arvasi hz. karşılaştıktan sonra hayatı tam tersine dönen dava adamı.
"bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız; ruhuma, büyük temel çivisini çaktınız!"
"bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız; ruhuma, büyük temel çivisini çaktınız!"
nazım hikmet ile atışmaları ve hazırcevap sözleri ile gençliğin dilinden düşmeyen gerçek üstadlardan
üstadın diliyle:
''ben, kimsesiz seyyahı, meçhuller caddesinin...
ben, yankısından kaçan çocuk kendi sesinin...
ben, sırtında taşıyan işlenmedik günahı;
allah'ın körebesi, cinlerin padişahı...
ben, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
ben tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların...
ben, kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda;
öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda...
ben, başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir;
benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir...
ben allah diyenlerin boyunlarında vebal;
ben bugünküne mazi, yarinkine istikbal...
ben, ben, ben; haritada deniz görmüş, boğulmuş;
dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş...
hep ben, ayna ve hayal, hep ben, pervane ve mum;
ölü ve münker-nekir, başdönmesi uçurum...''
''ben, kimsesiz seyyahı, meçhuller caddesinin...
ben, yankısından kaçan çocuk kendi sesinin...
ben, sırtında taşıyan işlenmedik günahı;
allah'ın körebesi, cinlerin padişahı...
ben, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
ben tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların...
ben, kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda;
öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda...
ben, başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir;
benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir...
ben allah diyenlerin boyunlarında vebal;
ben bugünküne mazi, yarinkine istikbal...
ben, ben, ben; haritada deniz görmüş, boğulmuş;
dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş...
hep ben, ayna ve hayal, hep ben, pervane ve mum;
ölü ve münker-nekir, başdönmesi uçurum...''
ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
onu istanbul diye toprağa kondurmuşlar.
içimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
o benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
........
o manayı bul da bul!
ille istanbul'da bul!
istanbul,
istanbul...
onu istanbul diye toprağa kondurmuşlar.
içimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
o benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
........
o manayı bul da bul!
ille istanbul'da bul!
istanbul,
istanbul...
"dinde zorlama yoktur, insan hürdür elbette, ister dünyada yanar, isterse ahirette" dizelerinin sahibi muhteşem insan. üstad..
