iyi ki yazılmış denilen şiirler – dertli sözlük
su kasidesi
saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
kim bu denli dutuşan odlara kılmaz çare su

ã¢b-gã»ndur günbed-i devvã¢r rengi bilmezem
ya muhã®t olmuş gözümden günbed-i devvã¢re su

zevk-i tiğından aceb yok olsa gönlüm çã¢k çã¢k
kim mürã»r ilen bırakır rahneler dã®vã¢re su

suya versin bağ-ban gülzar-ı zahmet çekmesin
bir gül açılmaz yüzün tek verse bin-gülzã¢re su

ohşadabilmez gubã¢rını muharrir hattına
hã¢me tek bakmaktan inse sözlerine kare su

ã¢rızın yã¢diyle nem-nã¢k olsa müjgã¢nım n'ola
zayi olmaz gül temennã¢siyle vermek hã¢re su

gam günü etme dã®l-i bã®mardan tiğin diriğ
hayrdır vermek karanã» gecede bã®mã¢re su

ıste peykã¢nın gönül hecrinde şevkim sã¢kin et
susuzum bu sahrede benim'çün ã¢re su

ben lebim müştã¢kıyım zühhã¢d kevser tã¢libi
nitekim meste mey içmek hoş gelir huş-yã¢re su

ravza-ı kã»yuna her dem durmayıp eyler güzã¢r
ã¢şık olmuş gã¢libã¢ol serv-i hoş reftã¢re su

su yolun ol kã»ydan toprağ olup tutsam gerek
çün rakã®bimdir dahi ol kã»ya koyman vare su

dest-bã»sı arzã»siyle ger ölsem dostlar
kã»ze eylen toprağım sunun anınle yã¢re su

ıçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile
gül budağının mã®zacına gire kurtã¢re su

tã®net-i pã¢kini rã»şen kılmış ehl-i ã¢leme
ıktid㢠kılmış tarã®k-i ahmed-i muhtã¢r'e su

seyyid-i nev'i beşer deryã¢-yi dürr-i istifã¢
kim sepiptir mu'cizã¢tı ã¢teş-i eşrã¢re su

kılmak için taze gül-zã¢r-i nübüvvet revnakın
mu'cizinden eylemiş izhar seng-i hã¢re su

mu'ciz-i bir bahr-i bã®-pã¢yan imiş ã¢lemde kim
yetmiş andan bin bin ã¢teş-hã¢ne-i küffã¢re su

hayret ilen parmağın dişler kim etse istima
parmağında verdiği şiddet günü ensã¢r'e su

eylemiş her katrede bin bahr-i rahmet mevc-hã®z
el sunup urgaç vuzu-ı için gül ruhsã¢re su

hã¢k-i pã¢ayine yetem der ömrlerdir muttasıl
başını taştan taşa vurup gezer ã¢vã¢re su

zerre zerre hã¢k-i der-gã¢hına ister salar nã»r
dönmez ol der-gã¢hdan ger olsa pã¢re su

zikr-i na'tın virdini derman bilir ehl-i hatã¢
eyle kim def-i humar için içer mey-hã¢re su

y㢠habã®bã¢'llah y㢠hayr'el-beşer müştã¢kınım
eyle kim leb-teşneler yanıb diler hem vã¢re su

sensin ol bahr-i kerã¢met kim şeb-i mi'rac'da
şeb-nem-i feyzin yetirmiş sã¢bit ü seyyã¢re su

çeşm-i hã»r-şidden her dem zülã¢l-i feyz iner
hã¢cet olsa merkã¢din tecdã®d eden mi'mã¢re su

bã®m-i dã»zah nã¢r-i gam salmış dã®l-i sã»zã¢nıma
var ümã®dim ebr-i ihsanın sepe ol nã¢re su

yümn-i na'tinden güher olmuş fuzã»lã® sözleri
ebr-i nã®sandan dönen tek lü'lü-i şeh-vã¢re su

hã¢b-ı gafletten olan bã®dã¢r olanda rã»z-ı haşr
hã¢b-i hasretten dökende dã®de-i bã®dã¢re su

umduğum oldur ki rã»z-i haşr mahrã»m olmayam
çeşm-i vaslın vere ben teşne-i dã®dã¢re su
fuzulã®
o

(evrenin efendisine)

dünyanın ağırlığına eklesek,
yıldızları, ayı, güneşi
yine de ağır basarsın ey kalbim
ey kalbimin güneşi....
kar altında hüzün denemesı

dünyanın en uzun hüznü yağıyor
yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne
kar yağıyor ve sen gidiyorsun

ağlar gibi yürüyerek gidiyorsun
belki bulmağa gidiyorsun kaybettiğimiz

o insan ve tabiat çağını

dön bana ve dinle
kuşlar uçuşuyor içimde

loş bir keman solosu gibi
kuşların uçuştuğunu içimde
dön bana ve dinle.

karanlık denizlerin dibinde
birtakım incilerin olduğunu
birtakım incilere ve hatıralara
neden bağlı olduğumuzu unutma.

duy beni ve dinle
denizler boğuşuyor içimde.

unutma diyorum ama sen anla
anlat bizim de yaşamak istediğimizi onlara.
hasret sana bu gözler, gönlüm yolunu gözler,
huzã»ra ersem bir kez, bahara döner güzler...
erse pã¢yine başım, hep çağlasa gözyaşım,
"sen sen" deyip ağlasam, kalkar bütün pürüzler...
köyünün pembe rengi, bulunmaz asla dengi;
temizlenip giderler, günã¢hla gelen yüzler.
gelenler erer nã»ra, her biri bir sürã»ra,
rahmet yağar heryana, kalır mahrã»m gözsüzler...
toprağından tozundan, o mübã¢rek izinden
zulmetli dünyã¢lara akar gelir gündüzler...
ölgün ne desem sana, medhin düşmezdi bana;
bir şey diyeyim dedim, vef㢠etmedi sözler.
o derin şefkatinden, çok engin himmetinden,
dönüp bir teveccüh kıl; rã»hum lütfunu özler!..

m.f.g.
ismet özel'in de faydasız yazılar kitabının önüne aldığı bir şiirdir, lezizdir.

meyva vermeyen bir ağaç kadar
faydasız olsun bu yazdıklarım
dallarını meyvasına tamah edip
kimse taşa tutmasın
bu yazdıklarım
ã‡ok budaklı, çok bükümlü
bir ağaç kadar faydasız olsun.
o zaman marangozlar
kesip biçmeye değer bulmaz böyle bir ağacı
dokusu gevşek, gözenekleri geniş, reçinesiz
bir ağaç kadar faydasız olsun bu yazdıklarım.
odun olmaz bu ağaçtan desinler,
yakmasınlar.
faydasız olsun, yine de
bir ağaç gibi olsun bu yazdıklarım
kökü toprakta;
başı gökyüzüne dönük
belki kimse bahçesine dikmez,
åžehrin bulvarlarına da sokmazlar onu.
ama
uzak, kıraç bir ıssızlıkta bunalmış bir yolcu
dibinde oturacağı, sırtını dayayacağı bir ağaç buldu diye
ferahlasa
bu yeter.
birde orhan veli..

beni bu güzel havalar mahvetti,
böyle havada istifa ettim
evkaftaki memuriyetimden.
tütüne böyle havada alıştım,
böyle havada aşık oldum;
eve ekmekle tuz götürmeyi
böyle havalarda unuttum;
åžiir yazma hastalığım
hep böyle havalarda nüksetti;
beni bu güzel havalar mahvetti.
şiir ,şuur demektir..

müslüman yürekler bilirim daha
kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet
eller bilirim haşin hoyrat mert
alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır
her kırışığı sorulacak bir hesabı
her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır.

bütün bunların üstüne
hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyim
vatanım milletim tüm insanlar kardeşlerim
sonra sen gelmelisin dilimin ucuna adın gelmeli
adın kurtuluştur ama söylememeliyim
can kuşum, umudum, canım sevgilim...
erdem beyazıt