himmet – dertli sözlük
tarikatlarda şeyhin müritlere yardımı için kullanılıyor. himmet bekleniyor, himmet ediliyor. bir tarikat mensubundan tarikattaki bazı insanların ayakkabı bağlamak için bile şeyhten himmet istediğini duydum. şirkle itham etmek istemem kimseyi ama allah'tan bekleyeceği yardımı şeyhten beklemek, böylesi bir konuda bile, çok mantıklı açıklanabilir bir durum değil bence. hatta tehlikeli de bir durum.

tarikatlara topyekun bir saldırı niyetim de yok ama bu gibi örnekler insanın bakış açısını değiştiriyor olaya.
insanın olduğu her yerde yanlış var tabi ki. bunların da kusursuz olması beklenemez. bazıları iyi niyetlere sahip ama cehalet de var. ilmi geri plana atan bir yapıya sahip olan, dini az buçuk ilimle yaşayan bir tarikatta kaçınılmaz sanırım bu sonuçlar.
tecrübeyle sabit, tarikat mensubu olmak tek başına insana kendini "müslüman" hissettiren bir durum. sorgulamaya pek gitmiyor insan. bir de önünde şeyh var ya, onunla bağlantılı olarak iyi niyetle yaptığın hiçbir şey de yanlış gözükmüyor gözüne. bu da imanı tehlikeye sokuyor kanımca. allah muhafaza.
maddi bir konuda kalpten yapılan yardıma da himmet deniyor.
'müslümanlar himmet edin de şu camiyi yaptıralım' gibi..

allah'ı aradan çıkarmak yahut (bunun adı kişisel gayret de olabilir) bir şeyi allah'la denk tutmak şirktir. allah'a sığınırız.
bunun yanında; en basit ifade ile birisinden dua istemek de himmet istemek demektir. bu zaviyeden bakılırsa, himmet pek âlâ bir hadise.

manevi yönelme ile yardım etme ise hem ashabın hayatında hem peygamberler hayatında çok örneği olan bir vaka.
-bir takım cahil tarikat mensubu ve istismarcı şeyhlerce istismar edildiği bir gerçek, lakin bu, bütün tarikatları kapsamaz-

hz ömer'in hayatından somut bir örnek verelim:
hz ömer halifelik yıllarında medine'de minberde hutbede iken, aniden 'ey sariye dağa çekil' diye haykırır. sariye, o sıra iran'da savaşmakta olan bir islam ordusunun kumandandır. insanlar şaşırırlar, anlam veremezler.
diğer taraftan iran'da savaş esnasında hz ömer'in hitabını duyan sariye orduyu dağa çeker. bu taktik işe yarar ve savaş kazanılır.
fakat şu da bilinmeli; mesele hz ömer olsaydı, aynı hz ömer'in suikastçısını da bilmesi gerekirdi. hülasa; her şey allah'tan. bu şuurla hareket edilirse, sıkıntı kalmaz.

ezcümle; peygamber dahil herhangi bir varlığı 'allah'lık makamına (allah'lık makamı: her manada var eden) çıkarırsak, yanarız.
fakat allah'ı bilirsek, her şeyin allah'tan geldiğini bilirsek, şeriatı öğrenirsek; zaten iyiyi ve kötüyü ayırt edebiliriz.

şeriat demişken; bir zat yanımızda uçarsa, yahut insan gücününün imkansız olduğu bir işi yaparsa; bu onun allah katında iyi biri olduğu anlamına gelmez. hatta, gece gündüz ibadet eden adamın da ibadetine bakmayın, dünya işlerine bakın denir.