sevgili süper star
i̇nsanların zirve diye bahsettiği zırvalara girmeden gelişme aşamasından açacağım konuyu.zaten oldum olası "günümüzde insanlar" diye başlayan genelden bireye/konuya girme girişimlerini sevmedim. kullandım ama sevemedim bir türlü.hep o güzel ve işini önemseyen edebiyat hocam sibel'in suçu. bak yine bir giriş yapmış bulundum!
sen bir süper starsın. ufak röportajları ve tanıdık, ilişkilerle sağlanmış gazeteci aşamalarını geride bıraktın.artık onlar seninle görüşmek için ilişki ve çevreye ihtiyaç duyacaklar. senin önünde senden önce menajerin var bir kere.ah şu menajer denilen duygu rendesi, katı meyve sıkacağı gibi tüm gerçek cümleleri sana sulandırarak getiren şahıs yok mu... gel gör ki para kazandırıyor sana. senin patronun o, onun patronu biziz. işçisi ile yakın temasa geçebilmek için konser barikatlarını aşıp iç çamaşırını dikkat çekmek uğruna sahneye, önüne atan biz. bu sana müthiş bir haz veriyor değil mi?
hadi bırak mütevazı olmayı, biz bizeyiz. onca yapım firması, menajer ve film yönetmenine yaptığın o mütevazı jestleri sormadım, sadece aldığın o hazzı anlat.o şeytanın okuduğu ninninin en güzel nakaratını. "şöhreti". televizyon programlarında sen içeri gireceksin diye set görevlilerinin senden yüz kat daha efor sarfederek sadece günlük yetmişbeş liraya çocuğuna ekmek götürdüğü o sahnede "sana tapıyorum" çığlıklarındaki o hazzı kastediyorum. hiç sana "aslında kötü şarkı söylüyorsun ya da kötü oynuyorsun fakat dostumsun her zaman yanındayım" diyen dostların oldu mu içki masasında? şöhret olduğundan beri kaç kişi yüzüne açıkça eleştiride bulundu? paranı aldığın yapım frmalarını saymıyorum, onlar seni vitrinde güzel göstermek isteyen aşçılar yalnızca.
şu imza günlerindeki kalabalığa bayılıyorsun değil mi? sen bile anlamıyorsun, imzanı alıp ne yapacakarını ve hatta sen de zamanında senden önceki yıldızlardan toplardın ama bilmiyordun ne yapacağını.bir imza neyi çözerdi ki? bir imza şu koskoca evrende hangi yaraya melhem olurdu?yeryüzündeki kaç yetim ya da kaç fakir ailenin karnına sıcak çorba indirebilirdi ki?
sosyal ortamlarda popülerite artırmak için seninle çekilen resimler çok havalıdır. düşünsene; insanlar şahsi prim yapabilmek için senin görüntünün yanında kendilerini göstermek istiyorlar! evreka! egonun tavanı budur işte. hele bir de şöyle elini o çocuğun boynuna atıp, "biz zaten kırk yıllık arkadaşız" samimiyeti verirsen, önümüzdeki üç yılda bir çok kadın/erkekle seçimli flört etmesi işten bile değil!
gerisi senin katıldığın magazin pozları ile dolu programlar, gece kulübü çıkışları, elinden tuttuğun filanca iş adamının baba parası yiyen oğlu ya da kendisi... kim görse "hayat sana güzel" der. fubol yıldızı olsan yorulma oranın bir maden işçisi kadar olmaz gözümde ama madenin firmasını bir transferde satın alabilirsin.
sen bir süper starsın ama keşke biraz diksiyon eğitimi alsaydın ya da güzel dilimizi biraz önemseyip, halkının varolan eksikliklerine melhem olsaydın. bir eksiltmeyi de sen yapmasaydın.
fakat dikkat ediyor musun, derin gittikçe kırışıyor, yaşlanıyorsun. onca operasyon ve yeni yaptırdığın burnunun dibindeki yoksulluğunu farketmediğin fondötencilere rağmen eskiyorsun.yaşını göstermediğin yalanlarına inanmak zorunda bırakılıyorsun. ve bir yetenek avcısı olduğunu iddia eden filanca televizyonun yarışma progamında jüri oluyorsun. seni dikkate almayan genç ve pahalı yevmiyeye sahip taze mankenimize, ülkemizin iftihar sebebine ; "ben filanca ünlüyüm, saksı değilim! önce bana soracaksınız!" diyorsun.
aklıma gelmişken birşey soracağım; gerçekten o yazdığın sözleri sen de beğeniyor musun yahu? yani ne bileyim hem dilimiz, hem kültürümüz, hem de mantık açısından geçekten güzel mi geliyor sana?
şimdi bir şarkı sözü yazayım seninkine benzer;
esmer,kumral kadınlar geli geli geldi
gönlüm esmeri sevi sevi seviverdi.
kumral biraz küstü ama
gönül bu sana konu konuverdi.
nakarat;
ge ge ge ge liverdi liverdi (cıstak cıstak cıstak)
se- se- se- vi verdi vi verdi (cıstak cıstak cıstak)
a a a a a ma ma mamama (hızlanan çıstak çıstak)
ko ko ko ko nuverdi nuverdiiii (cıstak cıstak cıstak)
bak benim de şarkı sözü yeteneğim "çıkıverdi" ortaya ama, bir eksiklik var. kızların çığlık atıp bayılacağı tipte yakışıklı değilim. her çirkin erkek evlat gibi sadece annem ve ablam çok yakışıklı bulur beni. (diğer kızlar, size hala inanmıyorum!) tanıdığım, masada çay içtiğim bir çok menajer,yapımcı oldu işim gereği fakat, hiçbirine jest yapacak param,güzelliğim ya da sesim yok.
bir de, "hadi abi be, yap bir güzellik diyecek" gebeliğim olmadı. allaha hidayetim için dua etmekten gayrı... sizde bana garip gelen nedir hala çözebilmiş değilim. kendime verdiğim en büyük cevap "kıskanıyor oluşumdu."
merak ediyorum, seni kıskanıyor muyum yoksa ben ? seni her gödüğümde midemin bulanma sebebi senin bindiğin cipin aynısına binmemek mi? acaba diyorum..."fight club" filmini baş tacı filmim biliyor olmam bundan mı?
ha süper star? vat is may prablım?
(http://www.mihrac.com/sevgili-super-star/)
i̇nsanların zirve diye bahsettiği zırvalara girmeden gelişme aşamasından açacağım konuyu.zaten oldum olası "günümüzde insanlar" diye başlayan genelden bireye/konuya girme girişimlerini sevmedim. kullandım ama sevemedim bir türlü.hep o güzel ve işini önemseyen edebiyat hocam sibel'in suçu. bak yine bir giriş yapmış bulundum!
sen bir süper starsın. ufak röportajları ve tanıdık, ilişkilerle sağlanmış gazeteci aşamalarını geride bıraktın.artık onlar seninle görüşmek için ilişki ve çevreye ihtiyaç duyacaklar. senin önünde senden önce menajerin var bir kere.ah şu menajer denilen duygu rendesi, katı meyve sıkacağı gibi tüm gerçek cümleleri sana sulandırarak getiren şahıs yok mu... gel gör ki para kazandırıyor sana. senin patronun o, onun patronu biziz. işçisi ile yakın temasa geçebilmek için konser barikatlarını aşıp iç çamaşırını dikkat çekmek uğruna sahneye, önüne atan biz. bu sana müthiş bir haz veriyor değil mi?
hadi bırak mütevazı olmayı, biz bizeyiz. onca yapım firması, menajer ve film yönetmenine yaptığın o mütevazı jestleri sormadım, sadece aldığın o hazzı anlat.o şeytanın okuduğu ninninin en güzel nakaratını. "şöhreti". televizyon programlarında sen içeri gireceksin diye set görevlilerinin senden yüz kat daha efor sarfederek sadece günlük yetmişbeş liraya çocuğuna ekmek götürdüğü o sahnede "sana tapıyorum" çığlıklarındaki o hazzı kastediyorum. hiç sana "aslında kötü şarkı söylüyorsun ya da kötü oynuyorsun fakat dostumsun her zaman yanındayım" diyen dostların oldu mu içki masasında? şöhret olduğundan beri kaç kişi yüzüne açıkça eleştiride bulundu? paranı aldığın yapım frmalarını saymıyorum, onlar seni vitrinde güzel göstermek isteyen aşçılar yalnızca.
şu imza günlerindeki kalabalığa bayılıyorsun değil mi? sen bile anlamıyorsun, imzanı alıp ne yapacakarını ve hatta sen de zamanında senden önceki yıldızlardan toplardın ama bilmiyordun ne yapacağını.bir imza neyi çözerdi ki? bir imza şu koskoca evrende hangi yaraya melhem olurdu?yeryüzündeki kaç yetim ya da kaç fakir ailenin karnına sıcak çorba indirebilirdi ki?
sosyal ortamlarda popülerite artırmak için seninle çekilen resimler çok havalıdır. düşünsene; insanlar şahsi prim yapabilmek için senin görüntünün yanında kendilerini göstermek istiyorlar! evreka! egonun tavanı budur işte. hele bir de şöyle elini o çocuğun boynuna atıp, "biz zaten kırk yıllık arkadaşız" samimiyeti verirsen, önümüzdeki üç yılda bir çok kadın/erkekle seçimli flört etmesi işten bile değil!
gerisi senin katıldığın magazin pozları ile dolu programlar, gece kulübü çıkışları, elinden tuttuğun filanca iş adamının baba parası yiyen oğlu ya da kendisi... kim görse "hayat sana güzel" der. fubol yıldızı olsan yorulma oranın bir maden işçisi kadar olmaz gözümde ama madenin firmasını bir transferde satın alabilirsin.
sen bir süper starsın ama keşke biraz diksiyon eğitimi alsaydın ya da güzel dilimizi biraz önemseyip, halkının varolan eksikliklerine melhem olsaydın. bir eksiltmeyi de sen yapmasaydın.
fakat dikkat ediyor musun, derin gittikçe kırışıyor, yaşlanıyorsun. onca operasyon ve yeni yaptırdığın burnunun dibindeki yoksulluğunu farketmediğin fondötencilere rağmen eskiyorsun.yaşını göstermediğin yalanlarına inanmak zorunda bırakılıyorsun. ve bir yetenek avcısı olduğunu iddia eden filanca televizyonun yarışma progamında jüri oluyorsun. seni dikkate almayan genç ve pahalı yevmiyeye sahip taze mankenimize, ülkemizin iftihar sebebine ; "ben filanca ünlüyüm, saksı değilim! önce bana soracaksınız!" diyorsun.
aklıma gelmişken birşey soracağım; gerçekten o yazdığın sözleri sen de beğeniyor musun yahu? yani ne bileyim hem dilimiz, hem kültürümüz, hem de mantık açısından geçekten güzel mi geliyor sana?
şimdi bir şarkı sözü yazayım seninkine benzer;
esmer,kumral kadınlar geli geli geldi
gönlüm esmeri sevi sevi seviverdi.
kumral biraz küstü ama
gönül bu sana konu konuverdi.
nakarat;
ge ge ge ge liverdi liverdi (cıstak cıstak cıstak)
se- se- se- vi verdi vi verdi (cıstak cıstak cıstak)
a a a a a ma ma mamama (hızlanan çıstak çıstak)
ko ko ko ko nuverdi nuverdiiii (cıstak cıstak cıstak)
bak benim de şarkı sözü yeteneğim "çıkıverdi" ortaya ama, bir eksiklik var. kızların çığlık atıp bayılacağı tipte yakışıklı değilim. her çirkin erkek evlat gibi sadece annem ve ablam çok yakışıklı bulur beni. (diğer kızlar, size hala inanmıyorum!) tanıdığım, masada çay içtiğim bir çok menajer,yapımcı oldu işim gereği fakat, hiçbirine jest yapacak param,güzelliğim ya da sesim yok.
bir de, "hadi abi be, yap bir güzellik diyecek" gebeliğim olmadı. allaha hidayetim için dua etmekten gayrı... sizde bana garip gelen nedir hala çözebilmiş değilim. kendime verdiğim en büyük cevap "kıskanıyor oluşumdu."
merak ediyorum, seni kıskanıyor muyum yoksa ben ? seni her gödüğümde midemin bulanma sebebi senin bindiğin cipin aynısına binmemek mi? acaba diyorum..."fight club" filmini baş tacı filmim biliyor olmam bundan mı?
ha süper star? vat is may prablım?
(http://www.mihrac.com/sevgili-super-star/)
