boyalarına döviz yatırdığım işveli-nazlı , meşakkatli zanaatım.
kadere benzetirim hep. sen ne yaparsan yap sonuçta karşına ne çıkacağını asla bilemiyorsun. bazen tekneye değen rüzgar boyaların raksını artırıp şekli tamamen değiştirebiliyor. bazen de kırk tedbirle yatırdığın kağıt hava yaptığında orta yeri bomboş kalabiliyor.
içinde öd bulunan toprak boyaların kitre üzerine serpilerek kağıda aktarılmasıyla oluşan sanattır.
günümüzde birçok yerde toprak boyalar bulunmadığı için, kitrenin dibine çöküp heves kaçıran sentetik boyalar kullanılmak zorunda kalınılabilinir.
battal, şal, gel git, bülbül yuvası, taraklı vb. ebru çeşitleri mevcuttur. fırçası gül dalı ve at kılından oluşur.
günümüzde birçok yerde toprak boyalar bulunmadığı için, kitrenin dibine çöküp heves kaçıran sentetik boyalar kullanılmak zorunda kalınılabilinir.
battal, şal, gel git, bülbül yuvası, taraklı vb. ebru çeşitleri mevcuttur. fırçası gül dalı ve at kılından oluşur.
farçsa bulut gibi, dalgalı anlamlarına gelen kelime. türkçe'ye de farsçadan girmiştir.
önce bir sanata isim olmuş daha sonra da kız ismi olarak da tercih edilmiş.
önce bir sanata isim olmuş daha sonra da kız ismi olarak da tercih edilmiş.
suda müzik hissiyatı.
(bkz:turkish marble)
ygs 'den ve lys' den kurtulunca, huzur ve rahatlık için uğraşmayı düşündüğüm, nazlı ve bütün sanatlar gibi biricik eserler ortaya koyan sanat.
neredeyse her güzel şeyin kaynağı olan osmanlı, bu sanatın da menbaıdır.. ruhu dinginleştimesi için izlemek dahi yeterli olur..
suya yazı yazılmaz diyen bura gelsin....
stresli insanların streslerini suya atmalarını sağlayan (tıpkı fırça darbelerinden suya giden boya damlaları gibi) ceddimizden gelen güzel sanat..
