matematik – dertli sözlük
sayıların büyülü dünyası. kainattaki her şeyin belirli bir oran dahilinde yaratıldığı, her hareketin belirli bir geometri ile oluştuğu, fiziki her sistemin belirli fiziki yasalar dahilinde çalıştığı, imkanlar dahilinde tespit ediliyor. tabi ki kainat sanatını matematikle ifade edemeyiz. insanoğlunun aciz aklıyla tespit ettikleri belki bir sanrıdan ibaret, belki de gerçek değerden milyonlarca kat nispetinde sapmış hatalı bir değer. ama o haliyle bile kainatın mükemmel bir sanat olduğunu idrak etmemize vesile olmaktadır matematik.
'' ilimleri tasnifinde aritmetik ve geometri gibi matematik ilimleri, dinin teşvik edip yönlendirmediği salt aklî ilimler olarak değerlendiren gazzâlî, bu ilimlerin dinî konulara ilişkin müsbet ya da menfî bir tarafı bulunmadığını kaydetmektedir. ayrıca bu bilimler burhâna dayalı ve kesin olup, bilinip anlaşıldıktan sonra reddedilmesine de imkan yoktur. bununla birlikte bu ilimlerin dolaylı olarak yol açtığı iki sakınca (tehlike/aldatma) söz konusudur. bunlardan biri, matematik ilimleri araştırıp inceleyen kişilerin onlardaki inceliklere vâkıf olması ve kesin bilgiye dayalı olduklarını (burhânî oluşlarını) görmesi sonucunda filozofların diğer alanlarda ortaya koyduğu görüşlerinin de bu ilimler gibi kesin ve açık-seçik olduğu anlayışına varmalarından kaynaklanmaktadır. matematik ilimlerin kesinliğinden hareketle filozofların bütün görüşlerinin kesin ve genel-geçer olduğunu kabul eden bu kimseler, felsefe ile din arasında bir çatışma ortaya çıktığında dinden yana değil felsefeden yana tavır koyarlar. zira onlar, matematik ilimler gibi kesin ilimlere sahip olan filozofların dinin gerçeklerine ters düşmeyeceklerini, eğer ters düşmüşlerse, bunun dinin ortaya koyduğu görüşlerin gerçek olmamasından kaynaklanmış olacağı anlayışına sahiptirler. oysa bir alanda derin bilgi sahibi olan bir kimsenin bütün alanlarda da aynı yetkinlikte olması zorunlu değildir. mesela kelâm ve fıkıhta yetkin olan bir kimsenin tıpta da aynı yetkinliği elde etmiş olması gerekmemektedir. açıktır ki, önceki filozoflar (el-evâil) matematik ilimlerde burhâna dayanmakla birlikte metafizik konularda tahmine dayanmaktadırlar. bu durumu ancak tecrübe sahibi ve o meseleleri bilenler kavrayabilir. oysa bu durum taklidî bir tavrı benimseyen bir kişinin kabul edebileceği bir husus değildir. hatta tam tersine o, psikolojik ve zihinsel zaaflarından dolayı filozoflara karşı iyi niyette bulunur ve onların felsefî ilimlerin bütününde burhâna dayandıklarını, dolayısıyla her konudaki görüşlerini almak gerektiğini zanneder ve yanılgıya düşer. bu büyük bir âfettir ve bu nedenle dinle bir ilişkisinin olmamasına rağmen bu ilimlerden taklidî düşünen insanları sakındırmak gerekir. zira matematik ilimler onların ilimlerinin başlangıç ilkeleridir ve dolayısıyla bu ilimlerle uğraşan bu tür kişilere onların kötülükleri ve şerleri sirayet eder. bu ilimlerle pek fazla meşgul olup da dinden çıkmayan ve takvayı bırakmayan insanlar çok azdır

i̇kinci tehlike ise, samimi bir dindar olmakla birlikte cahil olan kimseyle alakalıdır. böyle bir kişi dini üstün kılmanın filozoflara ait bütün ilimleri inkarla mümkün olacağını sanır ve böylece onların bütün ilimlerini reddeder. hatta onların güneş ve ay tutulması ile ilgili söylediklerini bile reddederek bunların dine aykırı olduklarını iddia eder. böylece kesin bir bilgi ile filozofların bu konulardaki görüşlerinin ya da bilgilerinin doğruluğunu bilenler bu duruma muttali olduklarında hiçbir zaman kendi burhânlarından şüphe duymazlar; aksine islâm'ın bilgisizlik ve kesin delilleri reddetme üzerine kurulduğunu düşünürler. islâma nefretleri felsefeye ise sevgileri artar. oysa dinde bu ilimlere karşı müsbet ya da menfî bir durum söz konusu değildir ve bu ilimlerde de dinî konulara aykırı bir husus bulunmamaktadır''
riyaziye. i̇blisten haz etmediğim gibi bir şey gözümde. rakamların cenk arenası. evlat olsa sevilmez! 1+1=1
sayıların büyülü dili. kainatın her zerresinde görmek mümkün bu ilmi.

kainat usulünce incelendiğinde her noktasında bir matematik görürüz. ne de olsa ayette;

"o, göklerin ve yeryüzünün mülkü (hükümranlığı) kendisine ait olandır. çocuk edinmemiştir. mülkünde hiçbir ortağı da yoktur. o, her şeyi yaratmış ve yarattığı o şeyleri bir ölçüye göre takdir etmiştir" (furkan 2)

her şeyi bir ölçüyle yarattığını allah-ü teala bize anlatmıyor mu? kainatın sırrını barındıran ilimdir matematik.