dertli sözlük – dertli sözlük
yazarlarına güzel bir sürpriz hazırladı. bugün yarın sözlüğe gelecek inşallah.
tanım altına tahminleri alabiliriz. :)

entrylerde karakter sınırı doğru ve güzel bir uygulama. öbür türlü takip zorlaşıyor. ayrıca tüm sözlüklerin formatları da çok uzun tanımlara müsait değil.
entry'lerde karakter sınırı olmasını doğru bulmuyorum. uzun tanımları bazen üçe dörde bölmek gerekiyor. karakter sınırı konusunda sözlük yönetiminin bir görüşü var mı acaba?
bakin nerde karşima cikti dertli sözlük:
“adamcağız dedi ki, acıdan kurtulamadım ki düşünceye dalayım. demek ki senin derdin yok, sen düşüne dur. dert sahibi düşüncelere dalamaz böyle!”
mesnevi’den. sözlüğün adı neden dertli diye dertlenmiştim bir ara, onu hatırlattı :) sözlüğün sessizliği de derdinden imiş. suskunlar çünkü dertliler 🥲
sözlükten birçok yazar geldi geçti, geçmeye de devam etmekte. bazen bir bayram havası bazen bir yas süreci yaşanır gibi birçok dönem de geldi geçti.

tüm bu dönemlerde sözlük yönetiminin yazarlara ve yazılanlara karşı bakış açısında ciddi bir tutarlılık vardı ve bu değişmedi. sanıyorum ortamı bence kaliteli hale getiren en önemli etmenlerden birisi de bu oldu.
bu vesileyle, bu çizginin korunmasına yardımcı olan arkadaşlara şükran sunarım.

sözlüğe haftanın konusu tarzında bir format getirildiği gibi; yazarların münazaralar yapabileceği bir format/özellik önerisini de güzel buluyor ve destekliyorum.

ayın konusu gibi sözlüğe entegre edilen; ama sözlük formatının dışında münazaraya da olanak veren bir özellik üzerinde düşünülebilir.

15 temmuz bu sözlüğün kırmızı çizgisi olması gerekmez mi? her görüşten insanların bir araya gelmesi doğru görüşlerin beyan edildiği anlamına gelmez. 15 temmuzu yok saymak yanlıştır. dinini bu devlette yaşamana mani olan yoksa bu devlet için dua etmemekle övünmekte yanlıştır. bunları ciddi manada değerlendirmek gerekir.
yazarları küstürmeyin.zaten kimse doğru düzgün bir şey yazmıyor.elde olandan da olmayalım
genç dergi eleştirisinde olaya tam vakıf olmadan yayın kurulunda olan 4 arkadaşa yapılan eleştiri iftira niteliğindeydi ve burada eleştiri olarak nitelenen tanımdan dolayı dergi yayın yönetmeni, editörü ve 4 arkadaşın ikisi ile ciddi görüşmeler yaptım. hepsine karşı yazarımızı kesinlikle suçlamadan konunun içeriğini tam bilmediği için böyle bir konuyu dile getirdiğini söyledim. bunlar olmadan önce tanımı girdiği günün akabinde kendisiyle konuştum durumu izah ettim tanımı daha yumuşak şekilde düzeltmesini istemiştim. kendisi düzeltmedi bende silmedim. akabinde yaşanan krizden sonra uzunca telefonda kırıcı olmadan -ne o bana ne de ben ona karşı- görüştük, kendisi sözlüğe gelmeyeceğini söyledi. yazarı çıkarmam konusunda talepte bulunduğunda uygulamaya geçirmediğim durumu kendisi gerçekleştirdi. aradan geçen bir zaman sonra konuştuk geri geldi.

admin olarak 3 kişiyiz lafın kime geldiği de belli ama ne son olayda ne de dergi olayında şahsımla ilgili bir husus söz konusu değil ki olayı kişisel noktaya çekeyim.

sözlükte yaptırım olarak belli istisnalar dışında yazarları çıkarmıyoruz. bundan öncede belli konularda belli tarzda tanım girenler olmuştu ama yazarların ortak tutumuyla yer bulamadılar kendileri gittiler. lakin her seferinde ben giderim sözlüğü bırakırım tarzında cümlelerle birlik olunmuyor, ortak bir duruş sergilenmiyor bilakis daha çok zarar veriyor.

sözlükte olan her yazara saygımız var gitmeye karar verenler içinde allah'a emanet olması duamızdır.
sayın
eddai
benden yaşlısın. ben saygısızlık yapmayı sevmem ki yazdıklarımda saygısızlık alameti bir ifade bulunmuyor. geçmişte genç dergi için yaptığım eleştiri için de aynısı geçerlidir.
hal böyle olunca "tripli cümleler" yazmak gibi küçültücü bir ifadeyi bana yapılan bir haksızlık olarak kabul ederim. ki orada yazdıklarım sessiz kalmanın bize yakışmayacağı ve artık birilerinin dile getirmesi gereken bir konuda söylenecek en yalın ifadelerdi. ki çok bile bekledik bence bunun üzerine konuşmak için.

böyle önemli bir meseleyi kişisel noktalara çekmek bize uymayan bir tutum. hakikati görmemizi engeller.

burada güzel günler geçirdik. artısıyla eksisiyle iyi bir tecrübe oldu. ama görüyorum ki yapıcı eleştirileri bile kabul etmeyen bu yaklaşımlar sözlüğü iyi yerlere götürmüyor. dergi için de aynısını söylemiştim. demek ki buradan patlayacakmış.
bundan böyle benim için dertli sözlük bitmiştir. daha dertli sözlük'e gelmem.

hiçbir yazar bir yere atılmamalı. hiçbir yazar bir yere gitmemeli. hele ki müstear ismi ile müstesna bir yazarımız olan
metropol bedevisi
. sözlük yenilenirken çok sevindiydim. ama kursağımızda kaldı sanki. yeni haline hiç alışamadım. ama ceketimin iç cebi gibi hep yokluyorum herkes yerli yerindemi diye. kalemin ağırlığı üzerimde umarım birgün atarım o ağırlığı. bilmem zaman neyi gösterir. bu entiriyimetropol bedevisi yahut nam-ı diğer taşra uleması yazarımıza ithaf ediyorum. bir yere gitmek yok. barika-ı hakikat doğsun diye müsademe-i efkar yapmaya devam der ve cümle yarenlere selam ederim efendim.