sevgili – dertli sözlük
"köprüden emanetçi nuri efendiye verip bir servi sandık yollasa bana memleketim i̇stanbul bir gelin sandığı.. çınn!..diye çıngırağını çaldırıp kapağını açsam: i̇ki top şile bezi, i̇ki çift börümcük gömlek, kilapdan işlemeli mermerşahi mendiller,edirne sabunları, tülbent torbalarda lavanta çiçeği ve sen…çıksan içinden.. yatağımın kenarına oturtsam seni, kurt postunu ayaklarının altına yaysam..ve karşında el pençe divan durup boyun büküp valih-ü hayran baksam yüzüne.. vay aman vay,ne kadar güzelsin, gülüşünde i̇stanbulun abu havası, i̇stanbulun lezzeti bakışında.. a benim sultanım efendim izin versen ve cüret edebilse nazım hikmet kulun koklayıp öpmüş gibi olacak yanağını i̇stanbulun.. fakat sakın gel yanıma deme bana,eli eline değse dayanamam, şakkadak düşer betona,ölürüm gibime geliyor.. ne tuhaf şeyler yazıyorum sana sevgilim.. “seni seviyorum” diye telgraf çekmek varken.."ahh, sözlük, sevgili budur.
bırakıp giden, hüzünlere gark olmaya, uykusuz gecelere, nikotini artırmaya, gündüzleri geceye çevirmeye sebep olan.
gözlerini açtığında yanında görmek istediğin kişi ve gördüğünde sevindiğin kişidir.