ahlak dersi – dertli sözlük
mustafa kutlu'nun "yoksulluk içimizde" kitabında "ahlak dersi" başlığıyla, ataullah iskenderi'nin hikem-i ataiye'sinden aktardığı yazı.

--spoiler--

"taleb şan değildir. razı ol, şan da senin, nam da senin. varlığını bilinmezlik toprağına göm. gömülmeyen şey nabit olmaz.
dünya sã»retlerinin bulaştığı ayna nasıl parlar? huzura girmeden önce tevbe sularında yıkan.
kader teneffüs ettiğin her nefeste seninle.
eşyadan eşyaya seyahat edip durma. kendine uzaktan bakmayı öğren. bir dolap beygirine benziyorsun. öyle ahmak, öyle hüzün verici.
hicret ve niyetin kimin için? bir gece yarısı uyandığında yatağından kalk, şöyle yıldızlara bir bak. düşün!.. madem ki içinde bulunduğun yer, konuştuğun kimse sana feyz vermiyor; terke mã¢ni olan ne?
ölüme ağlama. kalbe bak. hata ve isyan ile pişman, ibadet ve taat ile neşveli değilsen zaten ölüsün.
nefsin karanlık orduları fevç fevç akıyorlar. zaman ve mekã¢nı dolduran et kokusu. metin ol, vadedilen şeyin vuku bulmaması seni şüpheye sevk etmesin. basiretine güven.
dünya nimeti için zaaf haline düşersin. ona doğru koşma. şükür ipi elinde ya. her meseleye cevap veren, her gördüğünü kucaklayan, her bildiğini anlatan bir kimse mi gördün; derhal ondan uzaklaş.
marifetin mukabili inkã¢r, ilmin mukabili cehalettir.
melã¢l içindesin. yoksul olduğunu düşünüyorsun. ne ki senden alınmıştır, o senin hayrınadır. içindeki yoksulluğu hissediyor musun? işte senin için en hayırlı vakit. unutma, ihtiyaç mütemadã®dir.
sözde hikmet çoktur. birincisi, kimden geliyorsa onun kalbinin kisvesini taşır. ne ki nefsine ağır geliyor, onu yap. kaldırdığın ağırlık miktarınca sana ferah erecektir. kederle dolusun. merak ve endã®şa içindesin. demek ki hakikati göremiyorsun. karamsarlığın kaynağı ışıktan uzak durmaktır. gayret atına bin, himmet dile ve ümã®d et. bidayeti parlak olanın nihayeti de parlaktır.
gönül eri garã®b olmaz."

--spoiler--

yoksulluk içimizde, 1981, 1. baskı, s. 15-16, dergah yay.
--spoiler--

"biz ise, ahlã¢k meselesinin merkezine sorumluluk kavramını koyuyoruz. bütün ahlã¢k doktrinleri sorumluluğu menfi açıdan ele aldılar, yani şu veya bu kötü fiilin gerçekleşmesinden doğan sorumluluktan bahsettiler. onlara göre sorumluluk bir caydırma, vazgeçirme sebebidir. bir hareket sebebi değildir. bizim anlayışımızda mesele yön değiştirmekte ve sorumluluk müsbet hale gelmektedir; o böylece hareketin bizzat sebebi olmaktadır. bu tarzda bir sorumluluk anlayışının kaynağı, düşüncenin ta kendisidir. düşünce, sorumluluk karşısında harekete geçmemekten dolayı kendisini suçlar. tamamiyle bir iç hali ve sadece bir pasiflik olan vizdan azabı duygusuyla da bizim sorumluluk anlayışımızın hiçbir benzerliği yoktur. ã‡ünkü vicdan azabı ahlaki davranış sahibinde hiçbir etki yaratmaz. -o, sebepten çok netice olsa gerek- bizim sorumluluğumuz evrensel olmaya can atan düşüncenin tabiatından ayrılmaz. hareketi evrensel nizama iten, insani endişedir. tıpkı hareket gibi, düşünce de bu endişeden doğmaktadır. bu evrensel sorumluluk manevi hayatımızı teşkil eden bir inanç hayatı içerisinde ortaya çıkmaktadır. endişe ile geliştirilmiş olan manevi hayat, kendisini doğuran endişeyi daimi surette geliştirir. sorumluluk,düşünme faaliyetini doğurur ve insan düşündükçe, yapacağı hareket karşısında kendini daha fazla sorumlu hisseder. o halde, kaynağı itibariyle manevi hayat ahlaki hayattan doğmaktadır. içgüdü, menfaat, sempati, saadet, iyilik ve vazife... bunların hepsi de insani duygular olduğu kadar pasifliği de ifade ederler. oysa ahlak, bütün bunların ötesinde ve üstünde yer alır. ahlakın alanını tanımak için, biri diğerine baskın çıkıyormuş gibi gözüken bu duyguların tahlilini yapmak, hiçbir şekilde yeterli değildir. sonlu olanda asla durmayıp, daima sonsuzluğa uzanan hareketin bizzat kendisinin derinlemesine tahlili gerekir."

"düşünce hareketten doğar, hareketten beslenir, ama yeni hareketler için yeni zeminler keşfetmek üzere hareketten daha ötelere uzanır. hareketi önden ve arkadan kuşatır. ortaya çıkan harekete gelince; o düşünceyi sonsuz bir şekilde aşar. düşünce kendisinden önce gelen hareketle, daha sonra ortaya çıkacak hareket arasında bir vasıtadır."

--spoiler--

nurettin topçu, isyan ahlakı, istanbul: dergã¢h yay., 1995. sayfa 31 ve 46.