kendini sevmek – dertli sözlük
ne kadar uğraştıysam da yapamadım. kendimi sevemedim bir türlü. bu sevememenin nefrete, nefretin de tiksinmeye zamanla evrildiği bir süreç geçirdim. geldiğim noktada kendini umursamayan, kendisinden hiçbir beklentisi olmayan, aksi bir durumda en acımasız bir şekilde kendini aşağılayan birine dönüştüm.

dün aynaya baktığımda gördüğüm şeyden korktum. birdenbire sinsi bir canavara bakıyormuş gibi yoğun bir his yaşadım. kafamın içinde "bu aynada gördüğün kişiden daha büyük bir düşmanın yok" cümlesi yankılandı.

halbuki gördüğüm ben değil miydim? fakat kendine en büyük zulmü reva gören de ben değil miydim? evet, bendim. kafamın içinde yankılanan o ses belki de beni kurtarmaya çalışıyordu. kendine en büyük eziyeti yine kendin yaptın ve yapmaya da devam ediyorsun! bu yanlış gidişatı durdurmayacak mısın?

bunun farkındayım. yıllardır farkındayım. ama gecenin bir vakti beni uyutmayan bu farkındalık sorunu çözmeye hiçbir zaman yeterli olmadı. farklı bir şeye ihtiyacım var sanki. ama ne?

i̇nsan bazen, sıkıntılarını gerçekten anlayan, yargılamayan ve bunları dinlemekten sıkılmayan birinin varlığını arıyor.
eniştem insan kendini beğenmezse çatlar demişti. bununla paralel bir durum. eksikliği insanı çok kötü etkiler. nitekim nefsi tahkir etmemekle alakalı şu an kaynak veremeyeceğim efendimiz asv in bi hadisi de mevcut
sevilmek için şarttır. i̇nsan kendisine saygı duymazsa kimse ona saygı duymaz. aynı şekilde kendini sevmedikçe de sevgi, değer göremez. çevresinden sevgi, ilgi, saygı bekledikçe bunlarla imtihan olur. öğrendim ki insan ilk önce kendine değer verecek. gerisi zaten geliyor. herkes gitse tek başına kalsa bile bununla barışık olabiliyor. genelde bu insanlar tek de kalmıyor zaten.
bu iş biraz insanın fıtratına biraz çevresine ve çokça da ailesine bağlı. bazıları kosulsuz sartsız kendini sevebilirken bazıları ağzıyla kuş tutsa yaranamıyor kendine. kendini sevebilmek uzun bir yolculuk bence.
koşulsuz sevilmeyi hissedememiş bünyeler için zor iş. bu nedenle çocuk yetiştirirken çocuğun, her ne yaparsa yapsın kendisine duyulan sevginin azalmayacağını hissedebilmesi önemli. öbür türlü yalnızca doğru şeyler yaptığında, başkalarının istediği gibi davrandığında sevileceğini düşünen bireyin her yanlışında kendisine yönelik sevgisi de saygısı da azalıyor, kızgınlığı artıyor. bir süre sonra da insanlarla ilişkisi bağımlılık niteliği kazanmaya başlıyor.
yine de kişisel gelişimci gazıyla hareket edip de narsisistik bir duruma çevirmemek lazım mevzuyu.

ayrıca; bugün bir şarkıyı dinlerken “love yourself, before you’re loving someone else” sözleri dikkatimi çekmiş ve biraz bunun üzerine düşünmüştüm. sözlük de böyle bir yer işte. bazen başkalarının da o gün sizinle benzer şeyler yaşamış, benzer şeyler üzerine kafa yormuş olduğunu görüp hayret ediyorsunuz.:)
insan sevmeye önce kendisinden başlamalı, değeri en önce kendisine vermeli, saygıyı ilk olarak kendisine duymalı. elbette dozunu kaçırmadan. başkalarının sevgisine muhtaç olmadan kendi kendisine yetebilmeli. ne yazık ki toplumumuzda ailesinde yeterince sevilmeyen ve kendisini sevmeyi bilmeyen bireylerin sevgi açlığı nedeniyle attığı yanlış adımların, aldığı yanlış kararların sonuçlarını üzülerek gözlemliyoruz.
kendini sev sev diyenleri yanlış anlamamız sonucu narsist bireyler olup çıktık. kendini sev, biricik olduğunu aklında tut, lakin o biriciklerden milyarlarca olduğunu unutma. insan, insanda bulur şeyi, hah, neydi hikmeti.