kendini sevmek – dertli sözlük
insan kendini sevmeden, başkasını sevemez denir ya; haşmet babaoğlu ise güzel ifade etmiş bu deyimi,

http://sabah.com.tr/yazarlar/babaoglu/2011/05/27/kendini-sevmek-dedikleri-bu-mu
kendini sev sev diyenleri yanlış anlamamız sonucu narsist bireyler olup çıktık. kendini sev, biricik olduğunu aklında tut, lakin o biriciklerden milyarlarca olduğunu unutma. insan, insanda bulur şeyi, hah, neydi hikmeti.
koşulsuz sevilmeyi hissedememiş bünyeler için zor iş. bu nedenle çocuk yetiştirirken çocuğun, her ne yaparsa yapsın kendisine duyulan sevginin azalmayacağını hissedebilmesi önemli. öbür türlü yalnızca doğru şeyler yaptığında, başkalarının istediği gibi davrandığında sevileceğini düşünen bireyin her yanlışında kendisine yönelik sevgisi de saygısı da azalıyor, kızgınlığı artıyor. bir süre sonra da insanlarla ilişkisi bağımlılık niteliği kazanmaya başlıyor.
yine de kişisel gelişimci gazıyla hareket edip de narsisistik bir duruma çevirmemek lazım mevzuyu.

ayrıca; bugün bir şarkıyı dinlerken “love yourself, before you’re loving someone else” sözleri dikkatimi çekmiş ve biraz bunun üzerine düşünmüştüm. sözlük de böyle bir yer işte. bazen başkalarının da o gün sizinle benzer şeyler yaşamış, benzer şeyler üzerine kafa yormuş olduğunu görüp hayret ediyorsunuz.:)
bu iş biraz insanın fıtratına biraz çevresine ve çokça da ailesine bağlı. bazıları kosulsuz sartsız kendini sevebilirken bazıları ağzıyla kuş tutsa yaranamıyor kendine. kendini sevebilmek uzun bir yolculuk bence.
sevilmek için şarttır. i̇nsan kendisine saygı duymazsa kimse ona saygı duymaz. aynı şekilde kendini sevmedikçe de sevgi, değer göremez. çevresinden sevgi, ilgi, saygı bekledikçe bunlarla imtihan olur. öğrendim ki insan ilk önce kendine değer verecek. gerisi zaten geliyor. herkes gitse tek başına kalsa bile bununla barışık olabiliyor. genelde bu insanlar tek de kalmıyor zaten.
eniştem insan kendini beğenmezse çatlar demişti. bununla paralel bir durum. eksikliği insanı çok kötü etkiler. nitekim nefsi tahkir etmemekle alakalı şu an kaynak veremeyeceğim efendimiz asv in bi hadisi de mevcut
buradaki mesele kendini sevmekten ziyade sevmekle alakalı. kendini sevmeyen sanki başkalarını seviyor mu? sureten... bir yerde sevginin olması için pişmanlık, kaygı ve korkunun bulunmaması gerekir. peki bu saydıklarım neyle ilgili: geçmiş, gelecek ve düşünce. demek ki sevginin olması için insanın bunların üstünde bir hale bürünmesi ve orada kalması lazım. aksi halde bu "soruna" bulduğu her çözüm birkaç ay-yıl sonra tekrar gün yüzüne çıkar. aynı sorular tekrar sorulur. i̇nsan, düşünce ve zamanın üstünde yine insandır. bunu hissetmek ve korkmadan üzerine gitmek lazım. i̇nsan, düşünce ve zamanı adeta aklın bir unsuru gibi kabul ettikten sonra psikolojik seviyeye taşımazsa sevgi artık sorun olmaktan çıkar. i̇çten gelen ve hoş bir kabulle karşılanan bir şeye dönüşür. çünkü "kendimi sevmeliyim", "insanlar neden beni sevmiyor", "kendimden nefret ediyorum" gibi her düşünce-şartlanma aslında düşük bir konumdadır. beynine sahip olabilen, onun her dediğini şeksiz kabul etmeyen insan için sadece birer yanılsamadır. sevginin yeri bunların elinin ulaşamayacağı bir yerdedir.

başlık altında konuyu devam ettirebiliriz. yıllarca bu ve benzeri konularda okuma yaptım, kendimce tecrübeler edindim. birbirimize faydamız dokunur inşallah.