bencillik, enaniyet ile ilintili bir hal.
ne kadar uğraştıysam da yapamadım. kendimi sevemedim bir türlü. bu sevememenin nefrete, nefretin de tiksinmeye zamanla evrildiği bir süreç geçirdim. geldiğim noktada kendini umursamayan, kendisinden hiçbir beklentisi olmayan, aksi bir durumda en acımasız bir şekilde kendini aşağılayan birine dönüştüm.
dün aynaya baktığımda gördüğüm şeyden korktum. birdenbire sinsi bir canavara bakıyormuş gibi yoğun bir his yaşadım. kafamın içinde "bu aynada gördüğün kişiden daha büyük bir düşmanın yok" cümlesi yankılandı.
halbuki gördüğüm ben değil miydim? fakat kendine en büyük zulmü reva gören de ben değil miydim? evet, bendim. kafamın içinde yankılanan o ses belki de beni kurtarmaya çalışıyordu. kendine en büyük eziyeti yine kendin yaptın ve yapmaya da devam ediyorsun! bu yanlış gidişatı durdurmayacak mısın?
bunun farkındayım. yıllardır farkındayım. ama gecenin bir vakti beni uyutmayan bu farkındalık sorunu çözmeye hiçbir zaman yeterli olmadı. farklı bir şeye ihtiyacım var sanki. ama ne?
i̇nsan bazen, sıkıntılarını gerçekten anlayan, yargılamayan ve bunları dinlemekten sıkılmayan birinin varlığını arıyor.