eskiden bir miktar zaman alıyordu bu iş. önce bir miktar münazara ediliyor ve sonra sinirler gerilince münakaşaya dönüyordu.artık bu süreçleri aştık, direkt münakaşadan açıyoruz mevzuyu.
mesail-i islamiyyede caiz değildir.
iktibasimam-ı azam'ın oğlu babasına, neden münazaralara hep siz giriyorsunuz, bize izin vermiyorsunuz diye soraro da , ben insanları mağlup etmek için münazara etmiyorum. imanı, münazara ettiğim kişinin başında bir kuş gibi düşünür o kuşu uçurmamak için çok dikkat ederim' der.
(bkz:usulsüz vusül olmaz)
hakikat hangisidir sorusuyla başlayan münazara, taraflardan birinin 'hakikat benim' demesi ve karşı tarafa hakaret etmesiyle münakaşaya dönüşür.
iki tarafın fikrin sözünü bırakıp nefsin sözüyle tartışmaya devam etmeleridir.
iki tarafın fikrin sözünü bırakıp nefsin sözüyle tartışmaya devam etmeleridir.
