bıyığı burnun içinden çıkıyor sanmak.
herkesin aynı rüyayı gördüğünü sanmak. rüyamızda gördük yaa... ☺
i̇lkokul dönemlerimde ayakkabı bağcıklarımı çözdüğüm zaman kuşların anneme haber vereceğini sanırdım. annem beni evden bu tembihle okula uğurlardı hep.
kendini çirkin görmek. üniversite 3.sınıfa kadar kendimi tipsiz ve çirkin buluyorum.
yeşilçam filmlerindeki turist taklitleri gibi yamuk yumuk türkçeyle konuştuğumda yabancı dil konuştuğumu sanmam.
büyüyünce her şeyin daha güzel olacağını sanmak.
konuşma engelli insanların ağzında dilinin olmadığını zannetmek, bunda benim suçum yok konuşamayanlara "dilsiz" demeselermiş.
diğer dillerin şifreli olduğunu zannetmek, şifrenin karşılığını yerleştirince, istediğin dili konuşacağını zannetmek.
dünya yuvarlağının içinde yaşadığını zannetmek.
clemantine adlı çizgi filmindeki malmoth şeytanından korkmak. (bu çizgiyi herkes bilmez neyse boşverin.)
clemantine adlı çizgi filmindeki malmoth şeytanından korkmak. (bu çizgiyi herkes bilmez neyse boşverin.)
cüneyt arkın'ı cüney tarkın, parfümü parfim sanmak. ekmek hiç yere atılır mı o senden büyük demelerine anlam veremeyip ekmeği yanına koyup boy ölçüşmek. televizyondaki çocuk programlarına kart göndermek için kartı tuşların arasından geçirmeye çalışmak ve başarısız olmak...