efendimiz dünyaya gelmeden birkaç asır önce yemen'de yaşamış ve inançlarından dönmedikleri için devrin yahudi hükümdarı zu nuvas tarafından ateş dolu hendeklere atılarak öldürülen, hak dine inanan kavim.
kur'an'da buruc suresi'nde bu kavimden bahsedilir.
ashab-ı uhdud'a dair neredeyse bütün hadis-tefsir kitaplarında geçen bir vakayı da bilmekte fayda var.
tarihçilerin anlattığına göre hendeklere atılarak yakılan insan sayısı 20.000 civarıdır.
--- ashab-ı uhdud ---
bir kralın bir büyücüsü vardır. yaşı epeyce ilerleyen büyücü, krala: 'ömrüm sona yaklaştı. bana bir çocuk ver de ona büyü öğreteyim.' der ve kralın kendisine verdiği çocuğa büyü öğretmeye başlar. fakat büyücü ile kral arasında bir rahip vardır ve çocuk bir gün o rahibin yanına da uğrar. rahibin anlattığı şeyler çocuğun daha çok hoşuna gider.
birgün halkın gittiği yol üzerine korkunç bir canavar çıkar. çocuk yerden bir taş alır ve: 'allah'ım, eğer sen rahibin yaptıklarını büyücünün yaptıklarından daha çok seviyorsan bu hayvanı öldür, insanlar yollarına gitsinler.' diyerek taşı atar. canavar ölür, insanlar da yollarına giderler. çocuk bu olayı rahibe anlatınca, rahib: 'oğlum, sen şimdi benden üstünsün. bundan ötürü imtihan edilebilirsin. imtihan anında beni ele verme.' der. gün geçtikçe çocuk daha bir seviye kazanır ve meşhur olur; öyle ki körü, abrası ve diğer hastaları iyileştirmeye başlar. derken, birgün kralın âmâ olan bir nedimi de kendisini iyileştirmesi için çocuktan istekte bulunur; çocuğun ona karşı cevabı: 'ben kimseyi iyi edemem, ancak allah iyi eder. eğer allah'a inanırsan, o sana şifa verir.' şeklinde olur. iyi olan nedim, kralın yanına gidince, kral hayret eder ve bunu kimin yaptığını sorar. nedim de, 'rabbim iyi etti.' diye cevap verir. kralın, ' yani ben mi?' sorusuna ise, 'hayır, benim de rabbim, senin de rabbin olan allah.' cevabını verir. kral, ' senin benden başka rabbin mi var?' diye nedime çıkışır ve ona eziyet etmeye başlar. yapılan işkenceye dayanamayan nedim, sonunda çocuğun ismini söyler. kral, çocuğu çağırtıp ondan da aynı cevabı alınca, ona da işkence etmeye başlar ve bu fikrin rahipten çıktığını öğrenir. kral üçünü de çağırarak dinlerinden dönmelerini ister ve onları ölümle tehdit eder. bunlar inançlarında ısrar edince, rahibi de, nedimini de testereden geçirir; çocuğa gelince, onu da yüksek bir dağdan aşağıya atmaları için adamlarına teslim eder. ne var ki çocuk, 'allah'ım, düşmanlarıma karşı bana kafi gel.' diye dua edince, dağ sarsılır ve kralın adamları aşağı yuvarlanır. adamlardan kurtulan çocuk da, tekrar kralın yanına gelir ve adamlarının başına gelenleri anlatır. kral, bu kez çocuğu başkalarına teslim eder ve eğer dininden dönmezse onu denizin derin bir yerine atmalarını emreder. çocuk, duasıyla onlardan da kurtulur ve krala gelerek, söylediklerini yapmadığı sürece kendisini öldüremeyeceğini bildirir. ardından da insanları bir yere toplayıp, kendisini bir dala asmasını, sonra da torbasından bir ok çıkararak, 'çocuğun rabbi olan allah'ın adıyla.' diyerek atmasını ve ancak bu şekilde kendisini öldürebileceğini ifade eder. kral, çocuğun söylediklerini yapar; ok çocuğun bağrına saplanır ve çocuk ölür. olup bitenleri izleyen halk ise, biz çocuğun rabbine inandık derler. bunun üzerine kral, hendekler kazdırıp içlerini ateşle doldurtur ve inananları o hendeklere atar.
--- iktibas ---
ilgili hikayenin çizgi filmi çekilmiş, uzun metraj filmi de çekilse, iyi olur kanaatindeyim.
kur'an'da buruc suresi'nde bu kavimden bahsedilir.
ashab-ı uhdud'a dair neredeyse bütün hadis-tefsir kitaplarında geçen bir vakayı da bilmekte fayda var.
tarihçilerin anlattığına göre hendeklere atılarak yakılan insan sayısı 20.000 civarıdır.
--- ashab-ı uhdud ---
bir kralın bir büyücüsü vardır. yaşı epeyce ilerleyen büyücü, krala: 'ömrüm sona yaklaştı. bana bir çocuk ver de ona büyü öğreteyim.' der ve kralın kendisine verdiği çocuğa büyü öğretmeye başlar. fakat büyücü ile kral arasında bir rahip vardır ve çocuk bir gün o rahibin yanına da uğrar. rahibin anlattığı şeyler çocuğun daha çok hoşuna gider.
birgün halkın gittiği yol üzerine korkunç bir canavar çıkar. çocuk yerden bir taş alır ve: 'allah'ım, eğer sen rahibin yaptıklarını büyücünün yaptıklarından daha çok seviyorsan bu hayvanı öldür, insanlar yollarına gitsinler.' diyerek taşı atar. canavar ölür, insanlar da yollarına giderler. çocuk bu olayı rahibe anlatınca, rahib: 'oğlum, sen şimdi benden üstünsün. bundan ötürü imtihan edilebilirsin. imtihan anında beni ele verme.' der. gün geçtikçe çocuk daha bir seviye kazanır ve meşhur olur; öyle ki körü, abrası ve diğer hastaları iyileştirmeye başlar. derken, birgün kralın âmâ olan bir nedimi de kendisini iyileştirmesi için çocuktan istekte bulunur; çocuğun ona karşı cevabı: 'ben kimseyi iyi edemem, ancak allah iyi eder. eğer allah'a inanırsan, o sana şifa verir.' şeklinde olur. iyi olan nedim, kralın yanına gidince, kral hayret eder ve bunu kimin yaptığını sorar. nedim de, 'rabbim iyi etti.' diye cevap verir. kralın, ' yani ben mi?' sorusuna ise, 'hayır, benim de rabbim, senin de rabbin olan allah.' cevabını verir. kral, ' senin benden başka rabbin mi var?' diye nedime çıkışır ve ona eziyet etmeye başlar. yapılan işkenceye dayanamayan nedim, sonunda çocuğun ismini söyler. kral, çocuğu çağırtıp ondan da aynı cevabı alınca, ona da işkence etmeye başlar ve bu fikrin rahipten çıktığını öğrenir. kral üçünü de çağırarak dinlerinden dönmelerini ister ve onları ölümle tehdit eder. bunlar inançlarında ısrar edince, rahibi de, nedimini de testereden geçirir; çocuğa gelince, onu da yüksek bir dağdan aşağıya atmaları için adamlarına teslim eder. ne var ki çocuk, 'allah'ım, düşmanlarıma karşı bana kafi gel.' diye dua edince, dağ sarsılır ve kralın adamları aşağı yuvarlanır. adamlardan kurtulan çocuk da, tekrar kralın yanına gelir ve adamlarının başına gelenleri anlatır. kral, bu kez çocuğu başkalarına teslim eder ve eğer dininden dönmezse onu denizin derin bir yerine atmalarını emreder. çocuk, duasıyla onlardan da kurtulur ve krala gelerek, söylediklerini yapmadığı sürece kendisini öldüremeyeceğini bildirir. ardından da insanları bir yere toplayıp, kendisini bir dala asmasını, sonra da torbasından bir ok çıkararak, 'çocuğun rabbi olan allah'ın adıyla.' diyerek atmasını ve ancak bu şekilde kendisini öldürebileceğini ifade eder. kral, çocuğun söylediklerini yapar; ok çocuğun bağrına saplanır ve çocuk ölür. olup bitenleri izleyen halk ise, biz çocuğun rabbine inandık derler. bunun üzerine kral, hendekler kazdırıp içlerini ateşle doldurtur ve inananları o hendeklere atar.
--- iktibas ---
ilgili hikayenin çizgi filmi çekilmiş, uzun metraj filmi de çekilse, iyi olur kanaatindeyim.