daire-i adalet – dertli sözlük
klasik dönem osmanlı devletinin iktidar ve adalet anlayışını temsil eder. kınalızade ali efendi’ye dayandırılır. şöyle anlatılır; asker olmadan saltanat olmaz refah olmadan asker olmaz refahı reaya üretir sultan adaleti tesis ederek reayayı korur dünyada düzen olmadan adalet olmaz dünya bir bahçe duvarları devlettir devletin desteği şeriattır saltanat olmazsa şeriat dayanak bulamaz. bu dairelerde sultan reaya sultan ve askerin birbirine karşı bağımlılığı vurgulanır. devlet kanunlar yoluyla adaleti tesis etmezse bir dairenin halkaları gibi olan bu halkalar bir arada kalamaz. bu hükümler adaletin tesisi için kanunların ve devletin/saltanatın dolayısıyla padişahın gerekliliğine devletin asker toplayabilmesi için de mal üretilebilmesini şart koşar. reayanın müreffeh olabilmesi için de yine kanun ve nizamın bulunması gerekir. kanun ve nizamı sağlayacak olan da devlettir.
adldir mucib-i salâh-ı cihan (adâlettir dünya düzen ve kurtuluşunu sağlayan)
cihan bir bağdır dîvarı devlet ( dünya bir bahçedir, duvarı devlet)
devletin nâzımı şeriattır (devletin nizamını kuran allah kanunudur)
şeriate olamaz hiç hâris illa mülk (şeriat ancak saltanat ile korunur)
mülk zabt eylemez illa leşker (saltanat -devlet-, ancak ordu ile zaptedilir)
leşkeri cem’ idemez illa mal (ordu, ancak mal ile ayakta kalır)
malı cem’ eyleyen raiyyettir(malı toplayan halktır)
raiyyeti kul ider padişah-ı aleme adl (halkı idare altına ancak cihan padişahı’nın adâleti alır.)

ahlak-ı alai'de zikredilen bu daire aristo'nun i̇skender'e verdiği öğütlerden müteşekkildir. adalet dairesi i̇bn haldun'un mukaddimesinde de aynı şekilde nakledilmiştir..