bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom – dertli sözlük
kim ki-duk 'un yönetmenliğini yaptığı doğal manzaraların ve bilgeliğin kadraja sığdırılmaya çalışıldığı çok etkileyici bir film. türkçe karşılığı ilkbahar, yaz, sonbahar,kış.. ve ilkbahar olarak geçiyor.
insan hayatının dört mevsimiyle (çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık), doğanın dört mevsimini harmanlayıp önümüze sunmuş kim ki duk.
uzakdoğu kültürünün de fazlasıyla yer bulduğu bir film olduğundan yer yer anlamsız kareler olsa da; sadece çekildiği yer bile filmi izlettiriyor, insanı hülyalara sürüklüyor.
muhteşem bir mekanda çekilmiş, manzara gerçekten güzel.
fakat sırf manzara için film seyredilir mi? emin değilim.
manzara haricinde pek bir şey yok. budizm sembollerinden müteşekkil, bu özelliğiyle de yerel bir film.
birkaç tane de uzakdoğu felsefesine ait söz ve eğitim metodu var o kadar.
velhasıl, etkileyici değildi.
--! spoiler !--

filmin sırf manzara içerikli olmadığını düşünüyorum. filmde iyi bir kurgu var bir kere. her şey birbiriyle bağlantılı. filmin başında mantıksız gelen birçok şey filmin sonunda "istidraç" şeklinde izah ediliyor. usta olan kişi hem evi hem de kayığı gözleri ile kontrol edebiliyor. ayrıca filmde "sahiplenmeye başladığında öldürmek istersin" sözünden sonra ilginç bir gerilim filmine dönüşüyor. önce çocuğun ustayı öldüreceğini düşünüyorsunuz, sonra kızın bir şey yapabileceği düşünülüyor ama yönetmenin izlettiği ölümler doğal ölümler bize cinayet izletmiyor. izlettiği cinayetler çocuğun tuttuğu balık ve yılanlardan ibaret. farklı bir film. mistik kurgusu iyi. sakin kafayla dikkatli izlenirse çok detay olduğu anlaşılır.

--! spoiler !--
filmi az önce izledim ve bitirmemin tek sebebi prensip olarak başladığım her filmi bitirmek gibi bir durumum olması.

birincisi ve en önemlisi filmin verdiği mesaj ne kadar mükemmel olursa olsun mesajı verme şekli doğru değilse asla kabul etmem.
bunu filmi izleyenlerin tahmin edebileceği gibi yaz bölümündeki cinsellik için söylüyorum.

bir diğer klasik tartışma mevzusu da sinema eleştirmenlerince çok beğenilen ödül alan sanat kokan filmlerin klasik izleyici tarafından beğenilmemesi durumu. (klasik izleyici derken sosyokültürel seviyesi düşük insanları değil üniversite mezunu entellektüel insanları kastediyorum) aklıma gelen ilk örnek "üç maymun" filmi. bu filmi de belki sinema ile ilgilenenler çok beğenmiş olabilir ama ne yazık ki bana (bana derken içinde bulunduğum çevreyi de kastediyorum) hitap eden bir film değil.

en başta dediğim gibi, herşeyi bir yana bıraksak bile sadece "yaz" kısmının sakıncası bile benim için bu filmi elemeye yeter.
bir not daha.
normalde filmlerin alt yazı dosyaları 35-40 kb civarı olur.
bu filmin ki ise 9 kb idi, filmi izleyince neden böyle olduğunu anladım.
(3 maymuna bir atıf daha yapmış olayım.)