falaka – dertli sözlük
ahmet rasim'in muntazam gözlem yeteneğiyle yazılmış, eğitimin ayrılmaz bir parçası olan zorlama ve korkunun iç yüzü anlatılıyor.

okurken aklıma sık sık ali ulvi kurucu'nun dedesi ile olan anısı geldi. dedesi abdest alırken ali ulvi kurucu yanına gelip neden yavaş abdest aldığını soruyor dedesi; " düşün ki bir rahmet yağıyor öyle olduğu zaman hızlıca mı alırsın yoksa yavaş yavaş mı? ama sen çocuksun hızlı da alabilirsin" diyor. şu tebliğin güzelliğine, nezakete ne denir. bir çocuğa böylesine yaklaşılırsa o bu eğitimi nasıl unutabilir ki.

i̇çinde merhamet ve şefkat olmayan her durum karşı taraf için eziyet olur.
ahmet rasim'in gittiği mekteplerde geçen çocukluk anılarını anlattığı güzel kitabı.

amin alayını anlattığı sayfalar o kadar renkli geldi ki. çok sevdim. ayrıca bir çocuğun bakış açısını anlamak için de doğru kitaplardan.

kitabı şu poscast sayesinde aldım. programa konuk olan ayşegün sofuoğlu'nun güçlü bir anlatımı var beni de meraklandırdı. dinlerken de keyif aldım.

ahmet rasim bu kitabı 1927'de yazmış yani 63 yaşındayken. düşündüm: bu kadar detayı nasıl hatırlayabiliyor?