ingilizce

dünya dili olarak kabul edilimiş ama benim benliğimin bir türlü kabul edemediği dil.bir de insana isyan ettiren "phrasal verbs" diye kelime grup(cuk)ları vardır. ben bu kadar kasıntı bir dil görmedim. dumanla haberleşmeyi tercih ederim.

(nickim niye mi redhouse? sevmeye çalışıyorum onu)

ingilizcesi english olan kelime.

anladığımız ama konuşamadığımız yabancı dil.

öğrenebilmek için sosyal bilimler lisesini tercih ettiğim dil.

dünyada en çok konuşulan dil

anglosakson dili. ne kadar dil emperyalizmi olsa da onsuz yapamıyoruz maalesef.
ayrıca kimilerinin duygularına tercüman olmak açısından;
(bkz:düşünüyorum ama konuşamıyorum)

85-90 lı jenerasyonun ingilizce ağırlıklı liselerde oxford üniversitesinden arta kalanhotline kitapları ndan öğrenmeye çalıştığı dil.
edit:bir de skill full vardı.bu hot line nın çalışma kitapları yetmezmiş gibi skill full un ödevleride hiç bitmezdi.yani işin özeti 50 çeşit kitapla biz bu ingilizceyi hala öğrenemedik.neden acaba?

ögrenemediğim için almancaya yöneldiğim dil..

türkçeden vazgeçip onunla konuşmaya başladığımız dildir.hastanelerimizi hospital,kahvehanelerimize cafe yapmıştır.ingilizce öğrenmenin pek çok faydası olsada ana dilimizin türkçe olduğunu unutmamalı ve ingilizceyi yerine göre kullanmalıyız.bir milletin değerlerini değiştirmek isteyenler işe o milletin dilini değiştirmekle başlarlar.
(bkz:oktay sinanoğlu-bye bye türkçe)

(bkz:no woman no cry)
(bkz:sometimes)
(bkz:easy come easy go)