sabahattin ali romanıdır..
hayata karşı yenilmiş bir adamın hikayesidir..
ismi ile kendini "okunacaklar" listesine ekleten romandır.
yürek burkan,iç acıtan,hüzne boğan sabahattin ali romanıdır.bir 'kesinlikle okunmalı' da benden geliyor.
romandan bir bölümdür: i̇nsanlar birbirlerini ne kadar iyi anlıyorlardı... bir de ben, bu halimle kalkıp başka bir insanın kafasının içini tahlil etmek, onun düz veya karışık ruhunu görmek istiyordum. dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir! niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? niçin ilk defa gördüğümüz bir peyniri evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığım halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz?
hayal kırıklığının, aşkın, yalnızlığın kısaca hayatın romanıdır. kitaptaki duygular o denli sahici ki, kendinizi kahramanlardan birinin yerine koymamak işten bile değil. tema olarak nadir görülecek bir olay seçilmiş olsa da, raif efendi'nin duyguları ve yaşadıkları tam da hayatın içinden alınmıştır. ayrıca toplumcu olarak nitelenen sabahattin ali'nin bir kalıba sığdırılmasının anlamsızlığı bu romanı okuduktan sonra daha iyi açığa çıkar. okurken muhakkak not tutulmalıdır, etkileyici diyaloglar okunduğunda kolayca kitabın havasına teneffüs edilir.
sevmek zamanı filmini izleyenler için bu romanı okumak çok daha anlamlı olacaktır.
"dünyada bir tek insana inanmıştım. o kadar inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. ona kızgın değildim. ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkân olmadığını hissediyordum. ama bir kere kırılmıştım. hayatta en güvendiğim insana duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi. sonra, aradan seneler geçtiği halde, nasıl hâlâ ona bağlı olduğumu gördükçe, ruhumda daha büyük bir infial duyuyordum."
kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor.
--- iktibas ---
bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.
--- iktibas ---
güzel kitap denilince aklıma ilk gelen kitaplardan biridir kürk mantolu madonna. bir kere okuduktan sonra tekrar tekrar okuma isteği uyandıran, çaresizliği, umutsuzluğu, hüznü ve aşkı muhteşem bir şekilde anlatan bir sabahattin ali eseri.okuyalı uzun zaman oldu ama hala etkisinden kurtulamadım.şiddetle tavsiye edilir.
sadece, raif bey'in defterinden evvelini sevdiğim kitap.