maceradır..
ülkeme aşk mektubudur,
her yaban, neylersinki yaban,
edirne ötesi sabah kahvaltıları,
bizde onun çay altıdır esası,
ezine beyazı ve gemlik siyahı olmadan olmaz.
birde otlu peyniri çıkarırsanız, sizden tatlısı bulunmaz.
yurdunu sevmek maceradır,
öyle güzeldir ki, çünkü onu sevmek marifet bile sayılmaz,
ankara keskinin bozkırında ısırırken tenimi gecenin sütdişleri,
yada deki ''eyvah'', deki ''havar''
erciş'te, bir göçükte
çocuk istihkakından karılmış bir beton muammasının altında
(b: herkesten ''orda kimse var mı?'' kadar uzakta)
misafir nefeslerle umut sayıklarken
yurdum sevmek maceradır...
ya da büyük kalpli isimsiz bir kurtarıcı
bir serdengeçtinin kuvvetli eli, sıkısından kavrayınca seni
bir bebek gibi gülümseyince kurtaranın yer yüzü
yurdum sevmek maceradır...
yaralarına deyince çok uzaktan tanımadığın bir dostun merhemi
göz pınarlarına taşınca memleket ve merhamet kelimeleri
yurdum sevmek maceradır..
maceradır çünkü sevmek esasen dilsiz
gönderenin adresi yok bu aşk mektubu
bu darb-ı mesel
bu cürmü masal
sensiz olmaz, sensiz olmasın
sensiz olacaksa, olmasın.
filmleri, şiirleri ve yazıları oldukça içten ve etkilidir.
hakkari'nin sanat dünyasındaki kayıp delikanlılarındandır.
film arası dergisine röportaj vermiş. sinema ve sanata dair doğru tespitlerde bulunmuş.
fakat şu ana kadar çektiği filmlere baktığımızda yılmaz erdoğan'ın en çok da kendisini eleştirdiğini farkediyoruz.
misal; filmlerde ezan okunmamasını eleştirmiş. kendi filmlerinde ezanı geçtik, cami hocasını dahi cahil bir karakter olarak sunmuştu.
(bkz:vizontele)
(http://www.filmarasidergisi.com/haber/60/batici-kafa-asil-darbeyi-sanata-vurdu.php)
röportajın gerçek anlamda bir özeleştiri olduğunu ümit ediyoruz.
bundan daha önce de açılım başladıgı zaman din adamlarının da bu konuda sorumluluk üstlenmesi gerektiğini söylemişti.
filmlerinde dini ögelere yer vermediği dogru olsa da ülkesinin insanlarının inançlarına yabancılaşmış biri olmadıgını beyanlarından anlamak mümkündür.
kahvaltılık ürünlerden bahsetmeden şiir yazamıyor. van depreminde hayatını kaybedenlere yazdıgı şiire bile ezine peynirini sıkıştırmayı başarmış.