hayır! kim bir kötülük işler de
kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte bu kimseler cehennemliktirler; onlar orada
ebedî olarak kalırlar.” (bakara/81)
nouman ali khan’nın bakara tefsiri dersinden ayet üzerine bi kesit paylaşacağım çok hoşuma gitti bu bakış açısı.
i̇bn aşur, allah ondan razı olsun, onun bu ayet hakkında kısa bir yorumu vardı, tamamen aydınlanmama vesile oldu. “günahı kendisini kuşatmış olursa” kelimesine dikkat edin diyor. eğer bir şey sizi kuşatmışsa, bu sadece içinizde olan sizin dokunduğunuz bir şey değildir, etrafınızda her yerde gördüğünüz şeydir aynı zamanda. sizi sarıyor. bir başka deyişle, daha anlaşılabilir olması için size günlük hayattan bir örnek vereyim. mesela birisi bir şeye bağımlı olsun, mesela hırsızlığa. ve bu huylarından vazgeçemiyorlar. kendilerini kötü hissediyorlar, tevbe ediyorlar, değişmeye çalışıyorlar, bunun için terapilere gidiyorlar.
rehabilitasyona gidiyorlar. bunun için çabalıyorlar. başka birisinin alkol sorunu var. alkol çok kolay bırakılabilen bir alışkanlık değil. bazı kuruluşlar var bununla ilgilenen, alkoliklere yardım amaçlı. danışmanlık terapileri alıyorlar, imama danışıyorlar. birkaç ay bırakmayı başarıyorlar ama sonra tekrar geri dönüyorlar. tekrar hata yaptıklarını anlayıp, tekrar bırakmaya çalışıyorlar. gerçekten bunun için çaba harcıyorlar. gerçek hayatta şu anda bunun mücadelesi içerisinde olan müslümanlar var. hayatlarında çok sıkıntılı bir şey yaşıyorlar ve depresyondan bunun içerisine düşüyorlar. sonrasındaysa bir türlü çıkarmıyorlar içerisinden. bu günahın onları kuşatmış olması demek, sadece bu günahı kendileri yapıyor anlamına gelmiyor, nihayetinde hiç kimse suçluluk hissetmekten hoşlanmaz. alkol içmekten
utanmak istemiyorum daha fazla. bundan sonra “ne var yani içiyorsam” diyeceğim. “evet içiyorum, dünyanın sonu değil ya bu.” biliyorum, kötü bir şey ama o kadar da değil. ve bir sonraki aşama, o kadar da kötü değil evet hatta sağlığa bir sürü faydası var. ve bir sonraki, “neden bu eski zamanın masallarını kurallarını dinlemek zorundayız, bizim çağımızla ilgisi bile yok bunun?” i̇çmenin kötü bir tarafı yok günümüzde. ben içtiğim zaman kontrolümü kaybetmiyorum ki. benim bir sorunum yok, bağımlı falan değilim ben. ve bir sonraki aşama, “i̇slami kanunlara, şeriata kimin ihtiyacı var?” bütün dinler zaten uydurulmuş şeyler değil mi? önce bir adım, sonra bir sonraki ve bir sonraki.
hepsi neden? sadece tek bir günahtan kaynaklı, alkol içmek. ortada tek bir günah vardı ve onu bırakamıyordun. şimdi onun için tüm dinini bıraktın gidiyor. yavaşça ama emin adımlarla dinini hepten kaybediyorsun. çünkü bu bir günahı bırakmak istemediğin için. ve birçok insan için, i̇slam’ı sorgulamak ve şüphe duymalarının başlangıcı, günahlarına olan bağımlılıkları. tanrıya olan
bakışlarını değiştirmek istiyorlar. dine olan, vahye olan bakışlarını. çünkü bu günahı bırakamıyorlar. bu ayetin konuştuğu şey bu.
kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte bu kimseler cehennemliktirler; onlar orada
ebedî olarak kalırlar.” (bakara/81)
nouman ali khan’nın bakara tefsiri dersinden ayet üzerine bi kesit paylaşacağım çok hoşuma gitti bu bakış açısı.
i̇bn aşur, allah ondan razı olsun, onun bu ayet hakkında kısa bir yorumu vardı, tamamen aydınlanmama vesile oldu. “günahı kendisini kuşatmış olursa” kelimesine dikkat edin diyor. eğer bir şey sizi kuşatmışsa, bu sadece içinizde olan sizin dokunduğunuz bir şey değildir, etrafınızda her yerde gördüğünüz şeydir aynı zamanda. sizi sarıyor. bir başka deyişle, daha anlaşılabilir olması için size günlük hayattan bir örnek vereyim. mesela birisi bir şeye bağımlı olsun, mesela hırsızlığa. ve bu huylarından vazgeçemiyorlar. kendilerini kötü hissediyorlar, tevbe ediyorlar, değişmeye çalışıyorlar, bunun için terapilere gidiyorlar.
rehabilitasyona gidiyorlar. bunun için çabalıyorlar. başka birisinin alkol sorunu var. alkol çok kolay bırakılabilen bir alışkanlık değil. bazı kuruluşlar var bununla ilgilenen, alkoliklere yardım amaçlı. danışmanlık terapileri alıyorlar, imama danışıyorlar. birkaç ay bırakmayı başarıyorlar ama sonra tekrar geri dönüyorlar. tekrar hata yaptıklarını anlayıp, tekrar bırakmaya çalışıyorlar. gerçekten bunun için çaba harcıyorlar. gerçek hayatta şu anda bunun mücadelesi içerisinde olan müslümanlar var. hayatlarında çok sıkıntılı bir şey yaşıyorlar ve depresyondan bunun içerisine düşüyorlar. sonrasındaysa bir türlü çıkarmıyorlar içerisinden. bu günahın onları kuşatmış olması demek, sadece bu günahı kendileri yapıyor anlamına gelmiyor, nihayetinde hiç kimse suçluluk hissetmekten hoşlanmaz. alkol içmekten
utanmak istemiyorum daha fazla. bundan sonra “ne var yani içiyorsam” diyeceğim. “evet içiyorum, dünyanın sonu değil ya bu.” biliyorum, kötü bir şey ama o kadar da değil. ve bir sonraki aşama, o kadar da kötü değil evet hatta sağlığa bir sürü faydası var. ve bir sonraki, “neden bu eski zamanın masallarını kurallarını dinlemek zorundayız, bizim çağımızla ilgisi bile yok bunun?” i̇çmenin kötü bir tarafı yok günümüzde. ben içtiğim zaman kontrolümü kaybetmiyorum ki. benim bir sorunum yok, bağımlı falan değilim ben. ve bir sonraki aşama, “i̇slami kanunlara, şeriata kimin ihtiyacı var?” bütün dinler zaten uydurulmuş şeyler değil mi? önce bir adım, sonra bir sonraki ve bir sonraki.
hepsi neden? sadece tek bir günahtan kaynaklı, alkol içmek. ortada tek bir günah vardı ve onu bırakamıyordun. şimdi onun için tüm dinini bıraktın gidiyor. yavaşça ama emin adımlarla dinini hepten kaybediyorsun. çünkü bu bir günahı bırakmak istemediğin için. ve birçok insan için, i̇slam’ı sorgulamak ve şüphe duymalarının başlangıcı, günahlarına olan bağımlılıkları. tanrıya olan
bakışlarını değiştirmek istiyorlar. dine olan, vahye olan bakışlarını. çünkü bu günahı bırakamıyorlar. bu ayetin konuştuğu şey bu.