ömer seyfettin – dertli sözlük
bahar ve kelebekler kitabının miras başlıklı hikayesinden.

i̇nsanın kendi nefsinden nefret etmesi kadar dünyada azap verici bir şey yoktur sanıyorum! yıllarca rollerine, yalanlarına aldandığımız bir arkadaştan “âdîliğini, alçaklığını sezince” hemen ayrılırız. aşkta da böyle... mâbut gibi taptığımız vücudun bir lekesini keşfedince birdenbire soğur, hatta ona düşman kesiliriz. fakat kendimize... ne yapabiliriz? hiç! ahlâk telâkkisinin ruhumuzda tutuşturduğu “iyilik, doğruluk, güzellik” ideali yavaş yavaş kararır. bu üç alevli eserin meşalesi sönünce artık karanlık bir çöle düşeriz. hayvanlaşırız. hâlbuki hayvanlık ne kederli bir yaşayıştır! mefhumsuz, gayesiz, muhabbetsiz, mukaddesatsız bir hayat! i̇yi yok, doğru yok, güzel yok...
hikayeleri asıl yetişkinlere hitap ettiği halde genelde okul çağlarında okunan, yetişkinlik zamanında ezkaza okunduğunda insanı dumura uğratan hikayelerin yazarı.


-- spoiler --

kadınlar! türk kadınları. bunlar aşkın, güzelliğin en korkunç düşmanlarıdır! dışarıda kendi kavminden hiçbir kadın yüzü görmeyen erkeklerine, evlerinde de bir bakacak yüz göstermezler. dışardaki zabıtanın en dehşetlisi evdedir. mesela hizmetçi alacaklar, değil mi? en çirkinini bulurlar...... bir hizmetçinin aleyhinde bulunurken, "çalışkan, temiz, atik kız ama, ağzı burnu yerinde" derler. ağzı burnu yerinde olmak onlar için en affolunmaz bir cinayettir. genç kızlarla görüşmek ve sevişmek asla mümkün olmadığından "evlenmek" meselesi de onların elinde bir madendir, istedikleri gibi işletirler. en birinci emelleri oğullarına yahut kardeşlerine çirkin bir kız almaktır. tanımadıkları eve "görücü" giderler. erkeklerin birçoğu daha hâlâ bilmezler ki bu görücü hanımlar güzelden ziyade bir çirkin ararlar... mutlaka da bulurlar. güzel bir kız alırlarsa kardeşlerinin yahut oğullarının onu seveceğini, onun lafını dinleyeceğini, sonra kendi pabuçlarının dama atılacağını düşünmek onları çıldırtır. güzellikten dehşetle ürkerler. bunun için i̇stanbul'da koca bulamayan, evde kalan kızların yüzde doksanı en güzeller, en cazibeliler, en sevimlilerdir.

-- spoiler --
döneminin şartlarında iyi bir öykücü olabilir fakat hikayeleri şiddet içeriklidir. o yüzden ilkokul seviyesindeki çocuklar için ve ergen çocuklar için tercih edilmemesi taraftarıyım. içeriğinde kan, ölüm, tecavüz olan hikayeler bu yaş çocukları için yıkıcı etki yapabilir.
özellikle forsa, pembe incili kaftan, kızıl elma neresi, diyet, başını vermeyen şehit gibi öyküleri çocuklara, gençlere, yaşlılara bilimum insanlığa okunmalı, okutulmalı ve marş dinlerken göğsü kabaran evlad-ı fatihanın torunları uyandırılmalıdır.
türk hikayeciliğinin tartışmasız zirve ismidir. genç yaşta vefat etmiştir. ülkemizde edebiyatçıların değer görmediğinin en büyük nişanıdır. zira vefatından sonra cesedi kadavra olarak kullanılmıştır.