dünya – dertli sözlük
birine intisab ve bağlanmamak ile, umum cemaatten ayrılmamak iki farklı kutup. sakın kötülerin kötülüğü bizi ehlisünnet vel cemaatin hususan avamın dairesinden ayırmasın.

bence tavır şudur: herkesten istifade edilecek birşeyler var. kafirde olsa. hemen o adamı önderleştirip hayat liderin haline getirme meylini bırakmak lazım sadece. yoksa istifade kapısını kapamak makul değil. ama bunu yapmak için sağlam bir akide edinmek lazım. çünkü neyin faydalı neyin zararlı olduğunu çözmek için akıl yetmez: akide, selim bir kalp, derin bir mantık, ince ve kararlı bir iman, tam nurlanmış bir usulüddin bilgisi gerekiyor, ve dahi tefsirlerin dahi şahı padişahı olan fıkıh ve usulülfıkıh lazımdır.

peki bunları nereden ediniriz: burası işte zor olan. burayı nereden edineceğiniz uzun bir yolculukta olabilir, tek bir durakta da bunu edinebilirsiniz. ama edinmenin tek yolu var, her nerede, kimin uhdesinde, kimin rahlesinde, hangi durum ve konumda olursanız olun, yalnızca allahı, alemlerin rabbi olan allahı aramalı, istemeli, arzulamalısınız. ekol, ilim, makam, hatta dünya işlerinin ikmalini dahi arasa insan, fetölerin, selefsiz selefilerin, mealcilerin, dinsizlerin eline düşer. çünkü niyetine başka niyet karıştırdı, sonra ben hakkı arıyordum vay benim başıma dalalet düştü demesin.
kimileri için yaşanması en zor gezegen. o kadar fazla nüfus var ki her kafadan bir ses çıkıyor . katı olan tüm ideolojiler buharlaşıyor ve buharlaştı. fırkalara bölünüyorlar cümlesi. hele son asırda yeni açılan imtihan kapıları (teknolojik inkişaf) herşeyi allak bullak etti. o yüzden bir kaç tane hakikate sımsıkı sarılmalı kimseyi muhatap almamalı insan. kimse ne olduğunu bilmiyor zaten. bu imtihanları yüzyıllardır kimse de yaşamadı. dolayısıyla islami yaşamak sanatının günümüzde tatbikatı konusunda her bireye has vazifeler düşüyor. arayıp bulunucak vazifeler. ve kişi bu yolda yalnız. aklını kiraya verene, mesele yok tabi.
büyük oranda demir ve nikelden oluştuğu tahmin edilen iç çekirdeği ay'ın neredeyse yüzde 70'i kadar büyüklükte olup sıcaklığı 6000 santigrat derecedir. i̇şin ilginç tarafı bu sıcaklık güneşin yüzey sıcaklığıyla hemen hemen aynı olması.
büyük bir ateş topunu başka büyük bir ateş topu üzerinde durarak seyrediyoruz. ama bu ateş topu güneş'in aksine plazma değil katıdır. üzerindeki kalın manto tabakalarıyla yüksek bir basınç altında muhafazalı şekilde tutulur. dış çekirdek ise sıvıdır. görünüşe göre dünya bir sufle değilmiş. ben şahsen sufle gibi zannediyordum. çekirdekteki fokurdamalarla lavlar çıkıyor, volkanlar patlıyor zannediyordum. o gene dış çekirdeğin işiymiş.
yaşım ilerledikçe asla hafife alınmayacak bir yer olduğunu keşfediyorum.
allah hepimize öncelikle sağlık afiyet versin ama cennet'i kazanmak kolay değilmiş. her çağın kendine göre benzer ya da farklı çetrefilli işleri var.

ve şunu fark ediyorum bugüne kadar kendimi donattığım, duvarlar inşa ettiğim konular öyle bir karşıma geliyor ki sarsılıyorum. teorikteki gibi değil.