zekat – dertli sözlük
adama sorarsınız:

_ öğlen namazı kaç rekat?

hiç düşünmeden söyler:

_ on rekat!

dersiniz ki:

_ be birader öğlen namazı "dört" rekat değil mi? "on" nereden çıktı?

daha siz sözünüzü bitirmeden:

_ sünnetleri de kılmak lazım a canım! onları neden ayırıyorsun? deyiverir... susakalırsınız!!!

namaz konusunda farz - sünnet diye ayırmadan "on" diyen ve bunu savunan aynı insana sorarsınız:

_ zekat miktarı ne kadardır?

cevap verir:

_ kırkta bir...

dersiniz ki, yahu namazda farzı-sünneti ayırmadan "on" dedin iş paraya gelince kırkta "bir" e indin, bu ne işdir? allah resulü hayatının hangi döneminde kırkta bir zekat vermiştir? ya hz. ebubekir? peki ya hz. ömer, osman, ali, muaz bin cebel, mus'ab bin ümeyr.........

namazda sünneti savunan -sözüm ona katışıksız müslüman- iş zekata, fitreye, sadakaya, allah yolunda infak etmeye gelince "lâl" kesilir!

ey insanoğlu, senin şeytani dehân karşısında saygıyla eğiliyorum...