merhamet – dertli sözlük
evlenilecek kişide aranması gereken ilk üç vasıf arasında büyüklerin saydığı bir meziyet.ilaveten kullara merhamet etmeyene allahın da merhamet etmeyeceği bildiriliyor hadis-i şerifte.
çoğunlukla acıma duygusu ile karıştırılan duygudur. acıma duygusu anlıktır ve vicdan herhangi bir şekilde rahatlatıldığında artık yaşanılan hadiseyi hatırlamak için bir sebeb kalmamış, demektir.. ama merhamet sürekli ve bağlayıcıdır.. ve asla ertelemez, unutturmaz, kalbi besler, ruhu arındırır..
insanı insan eden bir hiss-i kudsidir.

lakin insandaki kuvveler hadd edilmemiş, limit koyulmadığından bunda da ifrat veya tefri ederse ziyandadır. evet nefis ve şeytan müsbet huylardan menfi devşirmekle mümini hüsranda bırakır. ifrat ve tefritle hayrı şerre tebdil ettirir.

merhamette ifrat nasıl olur?
el cevap: cenab ı hakkın merhametinden ileri merhametini sürerse ifrat etmiş olur. cehennem lüzumsuz mudur? cehenneme müstehak olana acımak ifrattır. rabb-i rahimin merhametinden ileri merhametliyim demek edepsizliktir, itikaden zaaftır.

merhamette tefrit nasıl olur?
el cevap: bazı oluyor sebeplere bakınca merhamet liyakati görünüyor, ama kadere bakınca adelet görünüyor. mesela devlet-i aliyenin hüsranına adalet-i ilahiye cihetinden bakınca bu hüsranın hak edildiğini görüyoruz. amma sebepler cihetinden bakılınca merhamete layık bir hüzünlü hal görünür. işte burada kul eğer kendisini ilahi makama koyar bakarsa tefrit eder ve der ki: 'iyi oluyor hak etmişti'.. işte bu ziyandır. kader adalet etse de biz musibetzede olan kardeşimize himmet etmek bizim vazifemizdir.
bâyezid-i bistâmî hazretleri bir yerden bir yere seyahat ederken bir ağaç altında oturur ve yemek yer. yemeğini bitirip yoluna devam eder, hayli yol aldıktan sonra torbasının üzerinde bir karınca görür. hazret: -"allah'ın bu mahlûkunu vatanından cüda ettim" diyerek gerip dönüp karıncayı o ağacın altına bırakır. i̇şte merhametin müşahhas misali be sözlük..
empati ile mümkün olan duygu.karşımızda canlı ve cansız her şeye empati kurmayı öğrenmeliyiz.