ankara – dertli sözlük
ulustaki gazinolarının bi üst sokağında mübarek hacı bayram velii'nin kabrinin olduğu,
seyyid abdülhakim arvasi'nin mezarının yer aldığı,ayrıca aynı mezarlıkda pek çok mübareğin kabrinin olduğu,
tacettin dergahı'nın içinde olduğu,
kocaman tabelaları olmasa da yerlerde kartvizitleri gezmese de mütevazı onlarca dergahın içinde zikreden dervişlerin de yer aldığı,
büyük binaların küçük katlarında ilim talebelerinin de toplandığı bir şehir.

ve tabi ilaveten bir sürü haram, bir sürü de fenalık,
yani bir çok şehir gibi,
hayırlarıyla, şerleriylei mübarekleriyle, zelilleriyle...
gece alemleri, ulustaki gazinoları, pavyonlarıyla ahlaksızlıgın dibinin vuruldugu şehir.istanbul gecelerinden bile daha ahlaksız bir gece alemi vardır bu şehrin. ana caddelerinde, ara sokaklarında, parklarında her yerde kadın pazarlayan kartvizitler görebilirsiniz.
gunduz pek gezme firsatim olmadi ama gece olunca sehrin cogu yeri renkli isiklarla aydinlatiliyor. bazen guzel olabiliyor ama minarelerde bile renkli isiklar var. hacibayram camii ve avlusuna da yapmislar ama olmamis, goz yoruyor. ellerindeki tek secenek isiklandirma fakat olculu kullansalar keske.
http://www.youtube.com/watch?v=6i2siwz1qm0

şu şarkıyla bir özlem hissettiğim şehir. bundan iki yıl önce başka yerde yaşayamayacağımı düşündüğüm şehirdi, yaşayabileceğim şehirlerin listesinin en sonuna da istanbul'u koyardım. büyük konuşmak garip.

sonra geldim, biraz tanımlara baktım. allah'ım bu ne kin, bu ne nefret! insanlarına soğuk, ruhsuz yaftası yapıştıranlar mı dersiniz; kendisini kesinlikle sevilmeye layık görmeyenler mi dersiniz...
bir de genelde karamsarlığından, düzeninden, soğuk insanından; havasından, memur insanlarından, kutu kutu binalarından, denizsizliğinden, istanbul'a benzememesinden, tarihsizliğinden, bilmem daha nelerden dolayı kötülenmiş; sevilmemesi gerektiğine hüküm getirilmiş de bir sorun var: bütün insanlar bu sayılanlardan rahatsız değil ki. karamsarlığı seviyorum ben mesela. düzeni seviyorum, düzensiz ortamda yaşayamıyorum, soğukluğu ve soğuğu da seviyorum, düzenli yaşam imkanı sunan memuriyetten de hiçbir şikayetim olmaz, denize çok da bayılmam vs.
benim gibi insanlar da hayatını ankara gibi bir şehirde geçirmekten rahatsız olmuyor. sevme olayı da orada doğup büyümenin verdiği aidiyet duygusuyla sınırlı değil.

nitekim kimsenin sevmemesine bir şey demem de sevilmesini saçma bulanları saçma buluyorum. bütün insanlarına soğuk, ruhsuz diyen de bir garip; beni tanımasa neyse.(*) yapmayın.

ayrıca şimdi istanbul'da yaşıyorum ya, ankara'ya her gidişimde beynim dinleniyor. allah'ım sessizlik, her tarafın insanla dolup taşmaması ne güzel şey.(*)(*)(*)
soğuk, resmi, memur şehri vs. gibi şeylerle etiketlenmiş; yahu ne soğukluğunu gördünüz sorusuna kem kümle cevap verilen, aslında insanlara öyle geldiği için değil de herkes öyle dediği için "hı hı bence de çok resmi hiç kanım kaynamadı" denile denile değeri düşürülmüş şehir.