şeriat – dertli sözlük
...(bkz:iktibas)...“arapça bir kelime olan şeriat, sözlük anlamı bakımından doğru yol, su yolu, apaçık ve görünür olma, adet, bir ırmağa ya da su kaynağına ulaşmak için girilen yol, hüküm koyma anlamlarına gelir.”“alimler, şâri (dini hüküm koyan) değildir”şeriat kelimesiyle aynı kökten türeyen şâri kelimesinin hüküm koyan anlamına gelir. “gerçek ve mutlak anlamda şari allah’tır. vahyi tebliğ etmesi, ilahi iradenin denetiminde beyanda bulunması ve vahyin bilinçli boşluklarını doldurması sebebiyle mecazi anlamda hz. peygamber de şari’dir. alimler/müftüler ise kur’an ve sünnet’e bağlı kalarak ictihadda bulunurlar ve onlara şâri denilmez.“şeriat, allah tarafından insanlar için din olarak öngörülen itikadî, ahlakî ve ameli hükümler bütünü demektir”“kur’an ve sünnet başta olmak üzere dini metinlerde şeriat kelimesi biri geniş diğeri dar iki anlamda kullanılır. geniş anlamda şeriat, allah tarafından insanlar için din olarak öngörülen itikadi, ahlaki ve ameli-hukuki hükümler bütünü demektir. bu anlamda şeriat, din ve millet kavramlarıyla eş anlamlıdır. aralarındaki fark itibaridir, içerikle ilgili değildir. şu halde dilde su kaynağından su almak için girilen yol demek olan şeriat, kur’an ve sünnet’teki genel kullanımı itibariyle mutlak hakikate giden yolu, yani dini (i̇slam) ifade eder.”“din tek ve sabittir; şeriat ise, birden fazla olabilmektedir ve değişime açıktır”“i̇lk insandan itibaren allah’ın din olarak belirlediği öğreti tek ve sabittir. peygamberlerle birlikte sadece dinin ameli-hukuki hükümlerinde farklılıklar ortaya çıkabilmektedir.”cumartesi av yasağı, tırnaklı hayvanların etleri ile sığırın ve koyunun iç yağlarının yenilememesi, ganimetin meşru olmaması, ibadetin ancak özel mekanlarda eda edilebileceği gibi örnekler .örfi hukuk, şer’i hukukun alternatifi değildir”şer’i hukuk-örfi hukuk ayırımının ilk defa osmanlı devletinde ortaya çıkan bir durum olmayıp oldukça eski bir tarihi geçmişi vardır. “örfi hukuk, kaynağını örfün oluşturduğu hukuk demek değildir. bilhassa kamu hukuku alanında dinin aksini öngörmediği, onun temel ilke ve amaçlarıyla çelişmeyen, siyasi otoritenin toplum yararını gözeterek çıkardığı emir ve talimatname şeklindeki düzenleyici yasalardır. dolayısıyla örfi hukukun şer’i hukuka aykırı olabilmesi için onunla çelişmesi, bir takım sabit değerlerini bertaraf etmesi gerekir.”...(bkz:iktibas)...(bkz:din)