tevekkül – dertli sözlük
- ...kim allah’a karşı gelmekten sakınırsa, allah ona sıkıntıdan çıkış kapıları açar. onu hiç ummadığı yerlerden rızıklandırır. allah’a dayanıp güvenene allah kâfidir. allah buyruğunu elbette yerine getirir. gerçekten allah her şey için bir ölçü, her iş için bir vâde belirlemiştir. [talak suresi ~ 2-3] *

- eğer allah size yardım ederse, size üstün gelecek hiç kimse olamaz. şayet o sizi yardımsız bırakırsa, artık o'ndan sonra kim size yardım edebilir ki? öyleyse müminler yalnız allah'a güvenmelidirler. [ âl-i i̇mrân suresi ~ 160] **

- gerçek şu ki; şeytanın, inanan ve yalnız rablerine tevekkül eden kimseler üzerinde bir hâkimiyeti yoktur. [nahl suresi ~ 99] ***


* suat yıldırım meali
** suat yıldırım meali
***diyanet i̇şleri meali
mehmet akif'in müslümanlardaki tevekkül anlayışına dair yazdığı şiir, son derece vurucu olmuş.

....
o ihtişâmı elinden niçin bıraktın da,
bugün yatıp duruyorsun ayaklar altında?

"kadermiş!" öyle mi? hâşâ, bu söz değil doğru:
belânı istedin, allah da verdi... doğrusu bu.

talep nasılsa, tabîî, netîce öyle çıkar,
meşiyyetin sana zulmetmek ihtimâli mi var?

"çalış!" dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun,
onun hesâbına birçok hurâfe uydurdun!

sonunda bir de "tevekkül" sokuşturup araya,
zavallı dîni çevirdin onunla maskaraya!

bırak çalışmayı, emret oturduğun yerden,
yorulma, öyle ya, mevlâ ecîr-i hâsın iken!

yazıp sabahleyin evden çıkarken işlerini,
birer birer oku tekmîl edince defterini;

bütün o işleri rabbim görür; vazîfesidir...
yükün hafifledi... sen şimdi doğru kahveye gir!

çoluk çocuk sürünürmüş sonunda aç kalarak...
hudâ vekîl-i umûrun değil mi? keyfine bak!

onun hazîne-i in'âmı kendi veznendir!
havâle et ne kadar masrafın olursa... verir!

silâhı kullanan allah, hudûdu bekleyen o;
levâzımın bitivermiş, değil mi? ekleyen o!

çekip kumandası altında ordu ordu melek,
senin hesâbına küffârı hâk-sâr edecek!

başın sıkıldı mı, kâfî senin o nazlı sesin:
"yetiş!" de, kendisi gelsin, ya hızr'ı göndersin!

evinde hastalanan varsa, borcudur: bakacak;
şifâ hazînesi derhal oluk oluk akacak.

demek ki: her şeyin allah... yanaşman, ırgadın o;
çoluk çocuk o'na âid; lalan, bacın, dadın o;

vekîl-i harcın o; kâhyan, müdîr-i veznen o;
alış seninse de, mesûl olan verişten o;

denizde cenk olacakmış... gemin o, kaptanın o;
ya ordu lâzım imiş... askerin, kumandanın o;

köyün yasakçısı; şehrin de baş muhassılı o;
tabîb-i âile, eczâcı... hepsi hâsılı o.

ya sen nesin? mütevekkil! yutulmaz artık bu!
biraz da saygı gerektir... ne saygısızlık bu!

hudâ'yı kendine kul yaptı, kendi oldu hudâ;
utanmadan da tevekkül diyor bu cürete... ha?"

[safahat ~ fatih kürsüsünden (dördüncü kitap) - s.267 ]
tevekkül, insan psikolojinin dine en güzel şekilde sığdırıldığına örnektir. güven duygusu hayatta kalma adına ilk ihtiyaçlardandır. bu ihtiyacı gidermek için insanoğlu yüzyıllar boyu nice tapınaklar inşa etmiş ve inancıyla varlığını güvence altına almıştır/ aldığına inanmıştır. tevekkül, vekil kelimesinden türemiştir. güvenmediğinizi vekil kılmazsınız. tevekkül bizde sığınmak gibi anlaşılsa da aslında güvenmektir, sığındığınız yer size güven verir. stres ve kaygıların içinde boğuldumuz bugünlerde anda kalmamızı sağlayacak yol tevekküldür, gücüne iman ettiğimiz rabbe sığınmak bizi ruhen normale döndürecek duyguyu, güveni doğuracaktır.