anadolu gençlik derneği – dertli sözlük
12 yıllık gurbet hayatımda birçok cemaat, dernek, vakıf ve tarikatta bulundum. hepsini alemimde değerlendirebilecek üst bakışı ancak agd'de yakalayabildim. gittiğim her yerde hayatın sadece bir yönüyle ilgileniliyordu. cemaatlerde o cemaatin kendi kitapları günlük olarak okunuyor, haftalık sohbet yapılıyor ama o çemberin dışına bir adım atmaya dahi ikrah nazarıyla bakılıyordu. ısrarında ise şut... onlar için ümmet yoktu. şer'i bir nizamın tahkimi konusunda en ufak bir söylem dahi yoktu. sadece cemaat müntesipleri ve diğerleri...

tarikatlarda ise haftalık bir gün toplu zikir, günlük evrad, arada gözyaşlarını akıtacak menkıbeler... ama nedense ümmet namına tek bir kelime edilmiyor, ümmetin geleceği ne olacak diye bir düşünce hiç yok. bıraktığım tarikata 10 sene sonra gitsem yine aynı manzara... haşa kötülemiyorum. sadece girdikleri dar kalıplar canımı sıkıyor. onu anlatmaya çalışıyorum. yani farkında olunmadan "zikrini çek, ibadetlerine dikkat et, işte örnek cennetlik insan" söylemi mevcut. cihat kelimesinin c'si dahi yok.

kısacası gittiğim bu cemaat ve tarikatlarda farkında olunmadan kısmen laik bir bakış açısıyla hareket ediliyor. orada bulunduğunuzda ahirette, dışarıya adım attığınızda dünyadasınız.

ilk defa agd'de dünya ve ahiret arasında bir denge sezdim. en azından söylemde kalsa dahi şer'i bir nizamın tahkiminin lüzumu, dünya müslümanlarının halinin ne olduğu ve ne olacağı, gelir dağılımındaki adaletsizliğin nelere vesile olduğu şuuruna her müslümanın sahip olmasının şart olduğunu işittim, -inşaallah- şuuruna erdim... cenab-ı hak dünya ve ahirette müntesiplerine yardımcı olsun. diğer grupları da katarak daha uzun ve detaylı yazmak isterdim ama insanların alakasızlığı beni bundan men ediyor.