değiştirilemez değiştirilmesi teklif dahi edilemez

güzide anayasamızın güzide ifadelerinden. 4. maddede geçmekte imiş.

aklın hayalin almadığı maddemiz. insan değişir, zaman değişir, mekan değişir, şartlar değişir, olaylar değişir, süreç değişir hasılı her şey değişir ama öyle bir şey var ki değişmesini bırak teklif dahi edemezsin.

yeni anayasamızda görmemeyi umut ettiğimiz tabir.

anayasanın aslında ne kadar paradoks bir yapıda olduğunu gösteren ilke.
değiştirilmesi teklif dahi edilemez lakin iptal edilebilir.

bu maddeyi koyan adamların bu ülkenin "modernleşmesi/batılılaşması" için gerekli olanın köklü değişimler olduğunu söylemeleri çok manidar gerçekten...

hee bir de bu maddeyi koyan arkadaş ilk üç maddeyi korurken; maddenin kendisini korumayı unutmuş.

i̇radenin milletin elinde olmadığının iddia sebebidir. yasalar halkı koruyacakken, halkı yasayı korumaya hükümlü kımaktır. yani halk yasayı belirlemiş olsa bile(*), artık o tabudur, ona halkın kendisi bile dokunamaz.
ayrıca size "prize parmağımız sokmayacağıma, buzda kayarak düşmeyeceğime dair söz veriyorum" diyerek sözleşme imzalayan mekanik askeri zihniyetin tipik önlem alma yöntemidir.

kulun yaptığı yasalar değiştirilmemesi için ne kadar dayatma yapılırsa yapılsın sonuçta insan ürünüdür. kendisi değişim olan dünyanın bir parçasıdır.değişime uyar ve değişir,değişmek zorundadır.bu iktidarın değiştiremediğini başkası gelir değiştirir.değişmeyen tek şey allah'ın yasalarıdır.değiştirilemez,değiştirilmesini teklif edenler ise buna gücü yetmez.

insan aklına tamamen ters bir önerme.birşeyin değiştirilemez olması, değiştirilmesine dair tekliflerin süzgecinden geçerek, her teklifin onun değiştirilemez olmasına ancak bir katkı yaptığı, onun değişmesini mucib yeterli önerileri sunamadığından sabit olur.mesela suyun insan hayatındaki kıymeti gibi. gelen her teklif, su yerine geçebilecek, onu rafa kaldırabilecek nitelikte olup olmadığı su ile kıyas edildikçe, suyun kıymetinin ve yerinin asla sakıt olmayacağı ortaya çıkar. yoksa su, zımni ihtilalcilerini yaratacak, bir gün su yerine binler şey ikame edilmeye çalışılacak, hemde bu aklıselim zemininde değil, isyan ateşleri ortasında yapılacaktır.

mantık olarak yanlış bir şey yok bunda aslında. her devletin/kurumun/kişinin/inancın değişmez sabiteleri vardır ve bunların tartışmaya açılmamasını ister. zeminini kayganlaştırmak istemez.buna "herşey değişiyor, zaman değişiyor" gibi bir argümanla karşı çıkılması doğru değil. içerik meselesine hiç girmedim bu noktada.