trt1'in yeni dönem dizisi. erdem bayazıt'ın yaşantısı üzerinden anlatılıyor olaylar şimdilik.
kamera açıları hariç dizinin diğer teknik detaylarını beğendiğimi söyleyemem.
müzikleri fazla şiir dinletisi tadında.
dönem kurgusunu zayıf gördüm.
yedi güzel adamın lise zamanları hababam sınıfından hallice, pek bir yaşlı başlı geldiler bana.
lisede evlenseler falan, islamcı gençlere örnek olabilirlerdi, o derece yani.
adamlar lisede de fenomen. fenomen demişken dizinin reklamı da iyi yapıldı, twitter'da ne kadar islamcı varsa
üstüne atladı diyebilirim.
hikayeyi canlı tutmak adına lise dizisi formatından birkaç şey (çirkef kız öğrenci, serseri öğrenci, kötü öğretmen vesaire)
de eklemişler, yerine ne koyulabilirdi bilemiyorum ama çok basit kaçmış.
olay maraş'ta geçiyor fakat konuşmalar pek bir istanbul ağzı,
şair olmak bunu gerektirir diyeceksiniz ama yan rollerdeki elemanlar da aynı.
erdem bayazıt'ın liseye öğretmen olduğu zamandaki bıyık olmamış, adama takma bıyığı işliştirince
adeta bir necmettin erbakan olmuş.
kurgunun geçmiş zaman-şimdiki zaman temasıyla ilerlemesi güzel fakat 10 saniyede bir ileri bir geri
gidip gelmesi bıkkınlık veriyor. zira 1958 (yedi güzel adamın lise zamanları) ve 1974 (erdem bayazıtın öğretmen olup okuduğu liseye atanması) arasında geçiyor olaylar.
nuri pakdil ve rasim özdenören'e danışarak çekiliyormuş, dizinin senaryosunu ne derece yönlendirdiklerini merak ettim doğrusu.
çünkü dizide erdem bayazıt'ın bir aşk meselesi falan var. "şair olunur da şiir gibi hayat mı olur oğlum, bunlar kesin bizi kekliyor!" demişliğim de var yani.
maraş'ın şive, kültür gibi güzelliklerinden de faydalanarak diziye komiklikler şakalar da katılabilir. zira şair esprisi çok da gülünecek şeyler değil.
her şeyden ziyade medyada bize yönelik böyle çalışmaları görmek açısından destek verilecek bir dizi. inşallah devamı katlanarak gelir.
kamera açıları hariç dizinin diğer teknik detaylarını beğendiğimi söyleyemem.
müzikleri fazla şiir dinletisi tadında.
dönem kurgusunu zayıf gördüm.
yedi güzel adamın lise zamanları hababam sınıfından hallice, pek bir yaşlı başlı geldiler bana.
lisede evlenseler falan, islamcı gençlere örnek olabilirlerdi, o derece yani.
adamlar lisede de fenomen. fenomen demişken dizinin reklamı da iyi yapıldı, twitter'da ne kadar islamcı varsa
üstüne atladı diyebilirim.
hikayeyi canlı tutmak adına lise dizisi formatından birkaç şey (çirkef kız öğrenci, serseri öğrenci, kötü öğretmen vesaire)
de eklemişler, yerine ne koyulabilirdi bilemiyorum ama çok basit kaçmış.
olay maraş'ta geçiyor fakat konuşmalar pek bir istanbul ağzı,
şair olmak bunu gerektirir diyeceksiniz ama yan rollerdeki elemanlar da aynı.
erdem bayazıt'ın liseye öğretmen olduğu zamandaki bıyık olmamış, adama takma bıyığı işliştirince
adeta bir necmettin erbakan olmuş.
kurgunun geçmiş zaman-şimdiki zaman temasıyla ilerlemesi güzel fakat 10 saniyede bir ileri bir geri
gidip gelmesi bıkkınlık veriyor. zira 1958 (yedi güzel adamın lise zamanları) ve 1974 (erdem bayazıtın öğretmen olup okuduğu liseye atanması) arasında geçiyor olaylar.
nuri pakdil ve rasim özdenören'e danışarak çekiliyormuş, dizinin senaryosunu ne derece yönlendirdiklerini merak ettim doğrusu.
çünkü dizide erdem bayazıt'ın bir aşk meselesi falan var. "şair olunur da şiir gibi hayat mı olur oğlum, bunlar kesin bizi kekliyor!" demişliğim de var yani.
maraş'ın şive, kültür gibi güzelliklerinden de faydalanarak diziye komiklikler şakalar da katılabilir. zira şair esprisi çok da gülünecek şeyler değil.
her şeyden ziyade medyada bize yönelik böyle çalışmaları görmek açısından destek verilecek bir dizi. inşallah devamı katlanarak gelir.