dert – dertli sözlük
bu dünyaya niye geldiğimize, neden bu zamanda ve bu insanlar arasında var olduğumuza dair sadece bize mahsus cevabı merak eden biraz kaygı biraz ümit içeren harekete geçirici tuhaf, akleden his. (bkz:dert çağrısı)
nurettin topçu'nun isyan ahlakı'nda da dediği gibi,

"düşünce hareketi zorunlu olarak bir ıstırabı da beraberinde getirir. onsuz ne hür bir hareket, ne de hakikã® düşünce vardır. ıstırap hakikatin habercisidir. "bir şeyin ıstırabını çekmeyen onu ne tanır ne de sever"*."

*maurice blondel
"allah'ın dinini dert edinenin allah özel dertlerini satın alır;

allah'ın dinini dert edinmeyenleri allah özel dertleriyle başbaşa bırakır..." (s.a.v.)
genç dergi editörü mehmet lütfi arslan abimizle birlikte "mã¢nası yükseltilen, değer kazanan" kelime. başkasının derdiyle dertlenmediğimiz sürece "gerçek mã¢nã¢da dertli" olmadığımızı söylüyor lütfi abi. derdiniz kadar büyüksünüz diyor. demek ki, asıl dert "öteleri gözetmek, ahiret endişesi ile yaşamak" diyebiliriz. bunun haricinde kalan her türlü dertlerimiz olsa olsa "imtihan cilveleridir" kanaatimce. dert kelimesi genç derginin hem şifre kelimesi hem en temel kelimesidir. dert kelimesine verilen manayı anlamadan genç dergi okumak fatihasız namaz kılmak gibidir. neden bu denli büyük konuştum? çünkü "derdimizin" bu denli büyük olduğuna ya da olması gerektiğine inanıyoruz. dertle kalın...